Arsada antik kenti - Muğla, Fethiye, Arsa mahallesi
Arsada Luwi ve Likçede “akarsu” anlamına gelen bir sözcüktür. Antik şehrin bulunduğu Arsa mahallesinin çevresinde akarsuların bulunuşu adı doğrular niteliktedir. Şehir ile ilgili ayrıntılı arkeolojik araştırmaların yapılmamış oluşu nedeniyle şehir ile ilgili fazla bilgi yoktur.
Arsada, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı Arsa mahallesi yakınlarındaki Likya antik kentidir. Toros dağlarının eteklerinde oldukça etkileyici bir manzaraya sahip olan kentin kuzey ve kuzeydoğusu Akdağ ve onun uzantısı olan dağlar ile çevrilidir. Arsaköy'e Saklıkent'e giden yoldan rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Arsada Antik Kenti köyün 1 km batısında bulunan bir tepe üzerine yayılmıştır.
Xanthos vadisinin gerisinde ve hayli yüksekte, eski Mt. Massicytus, şimdiki adıyla Akdağ yamacındaki yüksek bir düzlükte, Eşen Çayı (Antik adıyla Ksanthos) Vadisi'nin gerisinde ve yüksek bir rakımda, Akdağ'ın (Antik adıyla Massikytos) yanındaki ovada kurulmuştur. Yaklaşık 900 metre yüksekliktedir ve yolu yoktur. Kayadibi köyünden uzun ve dik bir patika ile ulaşılan Arsa köyünün yakınındadır. Köyün hemen batısında uzun alçak bir tepe bulunmaktadır. Batıya doğru vadiye oldukça dik inen tepenin doğu yamacında, aşağı yukarı yarı yolda, 2,5 metre kalınlığında taştan örülmüş bir duvar vardır. 300 metrelik bir kısmı yarı yarıya sağlamdır. Bu duvar yaklaşık 275 m boyunca uzanır ama çoğu yeri sağlam durumda değildir. Duvarın kuzey ucu yaklaşık 9 metrekare büyüklüğünde bir kuleye bağlanır. Poligonal bloklarla örülmüş olan bu kule, Erken Hellenestik Dönem özellikleri gösterir.
Antik Çağ yazarları tarafından bahsi geçmeyen Arsada'nın bulunuşu, bu bölgede bulunan ve "Arsadalılar'ın onurlandırma kararından" bahseden bir yazıt ve günümüze kadar Arsada isminin Arsaköy ile süregelmesi sayesinde olmuştur.
Duvarın kuzey ucunda 9 m2 boyutunda bir kule ya da ufak kale vardır. Erken Hellenistik döneme ait olduğu sanılan bu kale, özenle yerleştirilmiş büyük poligonal bloklardan yapılmıştır. Kente ait yapılardan günümüze ulaşan yapı yoktur ancak köyün içinde ve çevresinde bir çok Likya mezarı bulunmaktadır. Çoğu Gotik lahit mezar tipindedir ve yazık ki tahrip olmuştur. En az bir tane ev tipi kaya mezarı ve çevrede birçok yontulmuş, yazılı bloklar mevcuttur. Yazıtların hemen hepsi kitabedir. Köyün biraz üstünde, kuzeye giden patikanın yanında, 2,5 metre yüksekliğinde bir kaya çıkıntısında bir atlıyı canlandıran bir kabartma göze çarpar, kabartma üzerinde yer alan at sağa doğru yönelmiş ve atın binicisinin sağ eli, yukarıya doğru kalkmış bir biçimde dikdörtgen bir cisim taşımakta ve sol omzunda sarkan bir kılıcı bulunmaktadır. Bu kabartmada betimlenen figürün, Anadolu'nun süvari tanrılarından biri olan ve Likya'nın kuzeyi ve batısında sıklıkla karşılaştığımız Kakasbos olması muhtemeldir.
Kent alanında diğer Likya şehirlerinde olduğundan farklı olarak gözle görünür toplu kalıntılar bulunmamaktadır. Yapı kalıntılarının önemli bir bölümü dağınık bir şekildedir ve uzman olmayan gözlerce tanınması zordur. Görülebilecek başlıca yapılar sur duvarları ve Likya mezarlarıdır.
Arsada Antik Kenti muhteşem bir doğa içine kurulmuştur. Ama yerleşim yeri kaçak kazıların hedefi durumundadır. Arsada'nın yerleşim merkezindeki yapılar oldukça harap durumdadır. Fakat, Arsaköy'ün içinde ve çevresinde görülebilecek, "Gotik" lahit biçiminde olan pek çok Likya tipi mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan birinin kısa ona yanında insan başı şekilleri bulunur ama bu lahit de oldukça tahrip edilmiştir. Bunların dışında, yine Likya'ya özgü bir ev tipi mezar vardır. Bu mezara ait olması muhtemel yazıtlı ve işlenmiş bloklar çevreye dağılmış bir şekilde bulunmaktadır. Bu yazıtların çoğu mezar kitabesidir. 19. yy'da kenti ziyaret eden Spratt'ın bahsettiği Lykia yazıtları ise maalesef ortada yoktur.
Kaynakça:
Wikipedia
Arsada, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı Arsa mahallesi yakınlarındaki Likya antik kentidir. Toros dağlarının eteklerinde oldukça etkileyici bir manzaraya sahip olan kentin kuzey ve kuzeydoğusu Akdağ ve onun uzantısı olan dağlar ile çevrilidir. Arsaköy'e Saklıkent'e giden yoldan rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Arsada Antik Kenti köyün 1 km batısında bulunan bir tepe üzerine yayılmıştır.
Xanthos vadisinin gerisinde ve hayli yüksekte, eski Mt. Massicytus, şimdiki adıyla Akdağ yamacındaki yüksek bir düzlükte, Eşen Çayı (Antik adıyla Ksanthos) Vadisi'nin gerisinde ve yüksek bir rakımda, Akdağ'ın (Antik adıyla Massikytos) yanındaki ovada kurulmuştur. Yaklaşık 900 metre yüksekliktedir ve yolu yoktur. Kayadibi köyünden uzun ve dik bir patika ile ulaşılan Arsa köyünün yakınındadır. Köyün hemen batısında uzun alçak bir tepe bulunmaktadır. Batıya doğru vadiye oldukça dik inen tepenin doğu yamacında, aşağı yukarı yarı yolda, 2,5 metre kalınlığında taştan örülmüş bir duvar vardır. 300 metrelik bir kısmı yarı yarıya sağlamdır. Bu duvar yaklaşık 275 m boyunca uzanır ama çoğu yeri sağlam durumda değildir. Duvarın kuzey ucu yaklaşık 9 metrekare büyüklüğünde bir kuleye bağlanır. Poligonal bloklarla örülmüş olan bu kule, Erken Hellenestik Dönem özellikleri gösterir.
Antik Çağ yazarları tarafından bahsi geçmeyen Arsada'nın bulunuşu, bu bölgede bulunan ve "Arsadalılar'ın onurlandırma kararından" bahseden bir yazıt ve günümüze kadar Arsada isminin Arsaköy ile süregelmesi sayesinde olmuştur.
Duvarın kuzey ucunda 9 m2 boyutunda bir kule ya da ufak kale vardır. Erken Hellenistik döneme ait olduğu sanılan bu kale, özenle yerleştirilmiş büyük poligonal bloklardan yapılmıştır. Kente ait yapılardan günümüze ulaşan yapı yoktur ancak köyün içinde ve çevresinde bir çok Likya mezarı bulunmaktadır. Çoğu Gotik lahit mezar tipindedir ve yazık ki tahrip olmuştur. En az bir tane ev tipi kaya mezarı ve çevrede birçok yontulmuş, yazılı bloklar mevcuttur. Yazıtların hemen hepsi kitabedir. Köyün biraz üstünde, kuzeye giden patikanın yanında, 2,5 metre yüksekliğinde bir kaya çıkıntısında bir atlıyı canlandıran bir kabartma göze çarpar, kabartma üzerinde yer alan at sağa doğru yönelmiş ve atın binicisinin sağ eli, yukarıya doğru kalkmış bir biçimde dikdörtgen bir cisim taşımakta ve sol omzunda sarkan bir kılıcı bulunmaktadır. Bu kabartmada betimlenen figürün, Anadolu'nun süvari tanrılarından biri olan ve Likya'nın kuzeyi ve batısında sıklıkla karşılaştığımız Kakasbos olması muhtemeldir.
Kent alanında diğer Likya şehirlerinde olduğundan farklı olarak gözle görünür toplu kalıntılar bulunmamaktadır. Yapı kalıntılarının önemli bir bölümü dağınık bir şekildedir ve uzman olmayan gözlerce tanınması zordur. Görülebilecek başlıca yapılar sur duvarları ve Likya mezarlarıdır.
Arsada Antik Kenti muhteşem bir doğa içine kurulmuştur. Ama yerleşim yeri kaçak kazıların hedefi durumundadır. Arsada'nın yerleşim merkezindeki yapılar oldukça harap durumdadır. Fakat, Arsaköy'ün içinde ve çevresinde görülebilecek, "Gotik" lahit biçiminde olan pek çok Likya tipi mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan birinin kısa ona yanında insan başı şekilleri bulunur ama bu lahit de oldukça tahrip edilmiştir. Bunların dışında, yine Likya'ya özgü bir ev tipi mezar vardır. Bu mezara ait olması muhtemel yazıtlı ve işlenmiş bloklar çevreye dağılmış bir şekilde bulunmaktadır. Bu yazıtların çoğu mezar kitabesidir. 19. yy'da kenti ziyaret eden Spratt'ın bahsettiği Lykia yazıtları ise maalesef ortada yoktur.
Kaynakça:
Wikipedia
Yorumlar
Yorum Gönder