Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Daidala / Daedala Antik kenti - Muğla, Göcek, İnlice köyü

Muğla’nin Fethiye ilçesine bağlı olan Göcek’te yer alan İnlice Köyü, antik çağlarda Daidala adı ile Likya uygarlığına ev sahipliği yapan bir antik kenti. Fethiye’ye 29 kilometre uzaklığında yer alan Daidala Antik Kenti, çam ormanları ile çevrili denize uzanan bir tepede yer almaktadır. Antik çağ’da kullanılan ve bilinen ismi ile Glaucus Sinus/Flaukos Sinos körfezinin kuzeyinde konumlanır. Daidala antik kenti pek çok efsaneye ev sahipliği yapmaktadır. Bir efsaneye göre de Zeus ve Hera Daidala’da evlenmiştir ve bu antik kent nesiller boyunca pek çok şenliğe ev sahipliği yapmıştır. Daidala/Daedala ismi Luvi Pelasg kökeninden gelmektedir, sözcüğün yapısını incelediğimizde de Bilge Umar ’ın bilgilerine göre DA çam anlamına gelirken, İDA orman/ağaç anlamını taşımaktadır; sondaki LA eki ise Luvi dilinde cık takısının yerine geçmektedir. Yani Daidala isminin Da ormancığı/ağaççığını anlattığı düşünülmektedir. Bazı kaynaklarda çam ormanlığı anlamına geldiği de belirtilmektedir. İsminin anlamı

Alacahöyük ören yeri - Çorum, Alaca, Höyük köyü

Alacahöyük, Çorum iline bağlı Alaca ilçesinin 15 km kuzeybatısındaki Hüyük köyündeki bir höyüktür. Bu höyükte dört ayrı kültür evresinden kalma 15 yerleşim ya da yapı katı saptanmıştır. Alacahöyük'ün esas adı İmat Höyük'tür. Çevreye en yakın bilinen yerleşim birimi Alaca ilçesi olduğu için Alaca adıyla anılır. Atatürk buraya kendi cebinden verdiği 500 Lirayla ilk kazıları başlatmış ve girişiminin sonucu dünyada yankı bulmuştur. Alacahöyük’teki ilk kazılar, Osmanlı arkeolog Theodor Makridi tarafından 1907'de yapıldı. Buradaki kazılar 1935'ten sonra Dr. Hamit Zübeyir Koşay ve Remzi Oğuz Arık'ın başkanlığında yürütüldü. Bu kazılarda Bakır-Taş Çağından Osmanlı dönemine kadar gelen uzanan dönemlere ait buluntular ele geçti. Alacahöyük’ün birinci kültür evresi olarak adlandırılan üst katlarında, Friglerden başlayarak Roma, Bizans, Anadolu çanak çömlek, özellikle içi boyalı toprak kaplar ve ayaklı meyvelikler göstermektedir. Bu katlarda ortaya çıkarılan silah ve kull

Kabalia & Kabalis Bölgesi ve Kaballer

Hellenistik ve Roma dönemlerinde Kibyra‟nın güçlenmesiyle Kibyratis olarak anılan bölge, antik yazarların aktarımların işaret ettiği gibi Demir Çağı‟nda, Lydialıları oluşturan halklardan biri olan Kaballerin egemenlikleri nedeniyle Kabalis olarak adlandırılmıştır.  Bölgede, Kalkolitik Dönem‟de başlayan yerleşimler geç antikçağa kadar kesintisizce sürerken, özellikle Demir Çağı‟nda komşusu Milyas gibi önemli bir merkez olmuş ve kendi geleneklerinde belirgin bir kültür üretmiştir. Demir Çağı‟nda yoğun olarak, yüksek dağlarla çevrelenmiş nispeten büyük ovalarda, göl kenarlarında ve dağ eteklerinde birbirine yakın dağınık ve küçük yerleşim alanları halinde izlenmektedir. Bu yerleşimlerle bağlantılı nekropolislerde ise, basit sandık mezar, kaya mezarları ve Lydia Tipi olarak adlandırdığımız tümülüs tipi yanında Milyas ve Kabalis bölgelerinin neredeyse ortak gömü geleneği olarak karşılaşılan, sayıları yüzlerle ifade edilen taş yığma tümülüslerle izlenir. Antik Kaynaklarda Kabalis Bö

Luviler

Luviler, Anadolu’da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Luvice denilen Hint-Avrupa Dil Grubu'na mensup bir dil konuştukları bilinmektedir.[1][2] Anadolu’nun Hitit öncesi tarihi henüz tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte 1906'da Hititlerin antik başkenti Hattuşaş'ta bulunan çivi yazılarının çözülmesiyle Anadolu’ya yapılan Yunan göçünden çok daha önce bu topraklarda Anadolu’nun yerlileri sayılabilecek Luvilerin yaşadığı ortaya çıkmıştır.[2] Hititlerin çivi yazılı belgelerinde bu halktan Luvian / Luvili olarak söz edilmektedir. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Hititlerin çivi yazısının unutulmuş olmasına karşın Luvice, yazısı biraz değişikliğe uğramakla birlikte Anadolu'da varlığını sürdürmüştür. Pelasgların konuştuğu Pelasgus (Pelasgos) adı verilen dilden kalma tarihsel adların Luvi dili temeline dayandığı ortaya çıkmıştır. Hitit yazıtlarında Luviler'den söz edilirken bir çeşit ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığ

Podalia antik kenti - Antalya, elmalı, Karamık Köyü

Podalia, Elmalı’ ya 25 km. uzaklıkta eski Avlan Gölünden arta kalan ovada, Karamık köyü yakınındadır. Podalia sözcüğü Luwi dilinden türetilmiş olup ”Göllücek” anlamındadır. Podalia’ nın tarihi çağlarına ait bilgilerimiz çok yetersizdir. Lykia eyalet birliğine dahil olan kentler arasında burasının da ismi geçmektedir. Ayrıca yörede bilimsel araştırma da yapılmamıştır. Yalnızca Romalıların buraya egemen oldukları yıllarda kendi adına sikke bastığı bilinmektedir. Bizans döneminde ise Myra metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olmuştur. Günümüzde, Karemık köyü yakınındaki tepede bazı kalıntılarla karşılaşılmıştır. Bunlar rektogonal tekniğinde yapılmış duvarlara ait parçalardır. Ayrıca Hellenistik çağ ve sonrasına tarihlenen keramik parçaları da yüzeyde çok sayıda bulunmuştur. Bunlar arasında erken Tunç çağına ait keramik parçalarının oluşu Podalia’daki yerleşimin oldukça eskiye indiğini bizlere göstermektedir.

Monumentum Patarense, Stadiamuss Patarensis, Patara Yol Anıtı

1993 yılında Patara antik kentinde bir kundaklama sonucu çıkan yangın daha sonra çok önemli bir anıta ait olduğu anlaşılacak olan yazılı birçok bloğun gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur. Bu bloklar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda (Şahin 1994; Işık – İşkan – Çevik 2001; Şahin – Adak 2004; Şahin – Adak 2007; Şahin 2014) blokların ait olduğu yapının Lykialıların İ.S. 46 yılında İmparator Claudius’a ithafen diktirdiği devasa bir anıt olduğu anlaşılmıştır. Anıtın üç tarafı yazılı olup, ön yüzünde İmparator Claudius’a ithaf yer alırken, diğer yüzlerde tüm Lykia sınırları içerisinde yer alan yolların ölçüleriyle birlikte bir listesi sunulmuştur. Anıt ve özellikle üzerindeki yol listesi çeşitli yayınlarda itinerarium (Işık 1994: 254), miliarium (Işık – İşkan – Çevik 2001), stadiasmus (Şahin – Adak 2007; Şahin 2014) ve tabellarium (Salway 2007: 195-196) olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar anıtın üzerinde adının ne olduğuna dair doğrudan bir veri bulunmadığından, içeriğinin, işlevinin

Symbra antik kenti

Stadiasmus Patarensis'de, Hippukome ile Kadyanda arasında verilen Symbra kenti yine Stadiasmus Patarensis'e göre Hippukome'den 128 stadia (24 km), Karlyanda'dan ise 72 stadia (13,5 km) uzaklıkta bulunmaktadır. Stadiasmus Patarensis'in verdiği bu uzaklıklara göre kentin olası yerini belirlemek mümkün olmaktadır. TAVO'da bu iki kent arasında, Nif Köy olarak bilinen yerde bir ören yeri verilmektedir. TAVO.'nun, Telandros isimli bir kent olabileceğini soru işareti ile gösterdiği bu ören yerinin konumu, Stadiasmus Patarensis'in vermiş olduğu güzergaha ve uzaklıklara çok uymaktadır. Ptolemaios tarafından Lykia'nın iç bölgesinde, Kragos Dağı eteklerinde, Kydna ile Oktapolis arasında gösterilen Symbra'nın da Oktapolis içinde yer alan kentlerden birisi olduğu düşünülmektedir. Diğer pek çok Lykia kenti gibi, İ. S. 141 depreminden sonra Opramoas'dan yardım gören Symbra, Lykialı Kapiton tarafından Phrygia Bölgesi'nde yer alan bir kale olarak gösteril

Hippokome antik kenti - Muğla, Dalaman, Çöğmen köyü, it asarı

Likya’nın bir köyü olan Hippokome, Dalaman’ın Çöğmen Köyü’nde bugüne kadar isminin anlamını yitirmeden gelen İt Asarı mevkiinde yer almaktadır. Hippokome Antik Kenti Arkwright tarafından keşfedilmiş ve daha sonrasında Stepbiyazitin tarafından doğrulanmıştır. Şehir yayıldığı geniş alanın güneydoğu kısmı sarp yamaçlarla çevriliyken, çevresinde Myndos , Pallene ve Sestos antik kentleri bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre Hippokome, Stadiasmus Patarensis bölgesinde Kalyna ve Kadyana yerleşimleri arasında yer alan bir istasyon olarak da geçmektedir. At Şehri anlamına gelen Hippokome ismi Güney’deki sarp yamaçlarda bulunan kaya mezarların birinde bulunan Grekçe kitabeden okunmuştur. Şehrin güneybatısında bulunan 6 adet kaya mezarların sağ ve solunda şehrin tepesine çıkan basamaklar bulunmaktadır. Bu basamakların sonunda, tepede Hippokome’yi çevreleyen kale yıkıntılarına rastlanmıştır. Bu yıkıntıların iç kısmında yani kalenin içinde bir su sarnıcı ve zahiri ambar bulunmaktadır. Bu yıkıntıl

Lyrnai antik kenti, Muğla, Fethiye, Kızılkaya köyü

Göcek’in 8 km., Fethiye’nin 24 km. kuzeybatısında yer alan Kızılkaya’da olduğu düşünülür (TH Fethiye: IIc/25). Stadiasmus Patarensis'de, Kalynda ile Hippukome arasında verilen Lyrnai kenti Kallimache'nin kuzeybatısında, Oktapolis içinde yer alan bugünkü Kızılkaya'da yer almaktadır. Stadiasmus Patarensis'de Lyrnai'ın Oktapolis'in teritoryumunda yer aldığı açıkça belirtilmiştir Hippukome'de bulunan bir dekrette Lyrnailı vatandaşların da isimleri geçmektedir, Oktapolis bölgesinin en büyük iki yerleşiminden biridir. Lyrnai adının Notitiae Episcopatum'da Lornaia olarak geçtiği ve varlığını bu isim altında 10. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar, eyaletin piskoposluk merkezi olarak sürdürdüğü bilinmektedir. Antik kentte biri tamamlanmamış tapınak biçimli, üç adet kaya mezarı bulunmaktadır Kaynakça: Likya incelemeleri 1 / Lykia'nın Yerleşim Coğrafyasında Yeni Lokalizasyonlar / Nihal Tüner

Oktapolis antik kenti - Muğla, Dalaman, Kızılkaya köyü

Oktapolis Antik Kenti Dalaman’da yer alan Oktapolis, birden çok kente ev sahipliği yapan bir bölge ve antik kenttir. Muğla’nın Kızılkaya Köyü’nde yer alan Oktapolis Antik Kenti Likyalılardan Romalılara kadar her türlü medeniyeti içerisinde barındırmıştır. Farklı dönem ve medeniyetlerden geriye kalan pek çok yapıyı da sınırları içerisinde barındırması Oktapolis’e ayrı bir güzellik katmaktadır. Klasik Dönem ile Bizans Dönemi arasında pek çok küçüklü büyüklü sympoliteia ismi verilen birlikler kurulduğu bilinmektedir. Çeşitli sebeplerden dolayı oluşan sympoliteialara bulunduğu bölgeye ve birliğe göre isim verilmektedir. Bu sympoliteialar arasından en çok bilinenler Limnos üzerinde yer alan Dipolis, Likya’daki Kibyra’da yer alan Tetrapolis ve Phrygia’da bir bölge ismi olan Pentapolistir. Yine bir sympoliteia için verilmiş olan Oktapolis de aynı zamanda Sekiz Şehir anlamına gelmektedir. Oktapolis’in adı bölgede yer alan yazıtlarda ve kaynaklarda sıklıkla geçmektedir. Oktapolis ismi

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla

Kastabara Antik Kenti Fethiye’nin Kayacık ve Deresapağı orman yolu üzerinde konumlanan Kastabara Antik Kenti, diğer kentlere göre daha yüksekte konumlanmakta ve Akdağlar bölgesinde bulunan en önemli yerleşim yeridir. Deliktaş tepesi nde bulunan antik kente direkt araç ile ulaşım mümkün değildir, Karamuar Mahallesi’nden sonra 1 saatlik bir yol bulunmaktadır. Patara Yol Kılavuz Anıtı ’nda yer alan bilgilere göre Darıözü ile Tios arasında bulunan 32 kilometrelik mesafede 128 stadia uzaklığında olan Tios-Kastabara güzergahına uymaktadır. 1898 yılında Heberdey tarafından keşfedilen Kastabara Antik Kenti’ndeki kalıntılar 1944 yılında E.Kalinka tarafından yayınlanmıştır. Patara Antik Kenti’nde bulunan Yol Kılavuz Anıtı’nda Tios ile Choma kentleri arasında ismi geçen tek kentin Kastabara olduğu anlaşılmıştır. Daha sonrasında Tios ile Khoma arasında bulunan iki miltaşının bulunması Kastabara’nın net ve doğru lokalizasyonunu bulmayı sağlamıştır. Miltaşı ve Yol Kılavuzu’nda verilen

Kodopa antik kenti - Muğla

Kodopa Antik Kenti hala tam olarak bulunabilmiş ve belirlenebilmiş bir kent değildir. Kızılbel’de bulunan harabelerin, Kodopoa’ya ait olduğu düşünülmektedir. Kentin adına Stadiasmus Patarensis ’de rastlanmaktadır. Aynı zamanda Attika Tribut Listeleri ’nde Milyas bölgesi nin ve Kodopa’nın ismi geçmektedir, bu listeye bakılarak kentin Milyas bölgesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Deniz kenarına kadar ulaşan Milyas bölgesinde bulunan Kodopa Antik Kenti’nin Attika Delos Deniz Birliği ’nin altında bir üye olduğu anlaşılmaktadır. Khoma ile Akarassos arasında konumlanan Kodopa Antik Kenti’nin, Khoma’nın kuzeyindeki Kızılbelde yerleşim kurduğu düşünülmektedir. Bölgede yapılacak çalışmalar sonucunda kesin bilgilere ulaşılacağı düşünülmektedir. Kaynakça: * Likya incelemeleri 1 / Lykia'nın Yerleşim Coğrafyasında Yeni Lokalizasyonlar / Nihal Tüner

Akarassos antik kenti - Antalya, Elmalı

Antik çağlarda Likya Birliği şehir devletlerinin bir uzantısı olan ve Beydağları, Akdağ, Elmalı Dağları ile çevrelenen Teke yarımadası, uygarlığın en önemli simgelerinden biri! Çağlar boyunca gerek Likya gerekse Bizans ve Türk halkı tarafından yerleşim yeri olarak seçilen bu bölge, içinde pek çok önemli antik kenti, havzayı ve mesire alanını barındırmıştı. Patara Antik Kenti’nde Stadiasmus Patarensis anıtı keşfedildiğinde Elmalı’da yer alan en eski yerleşim isimleri ve bu kent yerleşimleriyle ilgili pek çok yeni bilginin de gün yüzüne çıkmasına olanak sağladı. MÖ 1.yüzyılda Patara’nın çevresinde bulunan Akarassos, Khoma , Podalia ve Soklai adlı önemli kent yerleşimleri de bu ganimetlerden birkaçıdır. Pek çok milleti sınırları içerisinde barından Elmalı, konumundan dolayı antik çağlardan beri iskân için tercih edilen ilk noktalardan biriydi. Akarassos ise Elmalı’nın Roma döneminden Bizans’ın sonuna kadar kullanılan ve bilinen ilk adı olmakla öne çıkıyor. Yüce Doruk Kenti anlamına ge

Soklai antik kenti - Antalya

Stadiasmus Patarensis'de adı geçen bir diğer kent ise Soklai'dır. Henüz yeri bilinmeyen kent, yapılan araştırmalar sonucunda, olasılıkla Birnalı'nın 12 km güneyinde, Elmalı Yaylasının güneydoğu eteklerinde yer alan Söğle Kasabasındaki ören yerine yerleştirilmelidir. Günümüze kadar gelmiş olan ses benzerliği de bu fikri pekiştirmektedir. Söğle'deki antik yerleşime, Bean hatalı olarak Podalia kentini yerleştirmiştir. 62 Söğle kasabasına Podalia yerine Soklai kentinin lokalize edilmesi, Stadiasmus Patarensis'in vermiş olduğu güzergahlar ile de uyum içerisindedir. Kentin adı, Stadiasmus Patarensis'de Akarassos ve Podalia'dan geçen yol güzergahları arasında yer almaktadır. Soklai, 1. S. 6. yy.'da yaşamış olan Sionlu Nikolaos'un yaşamının anlatıldığı eserde de geçmektedir. Kaynak: Likya incelemeleri 1 / Lykia'nın Yerleşim Coğrafyasında Yeni Lokalizasyonlar / Nihal Tüner

Madnausa antik kenti

Sadece Stadiasmus Patarensis'de adı geçen ve Rhodiapolis ile Akalissos arasında olduğu anlaşılan Madnausa kenti henüz lokalize edilememektedir. Fakat, Rhodiapolis'in kuzeyinde, Kızıldağ üzerinde bir ören yeri bulunmaktadır. Bu çevrede yapılacak araştırmalar sonucunda, Madnausa belki de konum olarak uygun gözüken bu örene yerleştirilebilir. Kaynak: Likya incelemeleri 1 / Lykia'nın Yerleşim Coğrafyasında Yeni Lokalizasyonlar / Nihal Tüner

Laodikea antik kenti

Stadiasmus Patarensis'in son üç güzergahıntam olarak açık olmamakla birlikte, oradaki ifadelere göre, şu an yeri tam olarak bilinmeyen Asia Bölgesindeki Phaselis ile Korykos arasında, Epikam[ ... ] Bölgesinde Laodikea isminde bir yerleşim vardır. Olympos'a yerleştirdiğimiz Korykos ile Phaselis arasındaki bölgede, Dağının güneydoğu eteklerinde, bugün Yukarı Beycik ya da Fırıncık / Furuncuk / Gavurpazarı olarak geçen mevkideki kalıntılar Laodikea'nın lokalizasyonu için uygun bir yerleşim yeri olarak gözükmektedir. Fakat yine de, bu, kentin lokalizasyonu için yeterli değildir. Fırıncık yerleşmesi, yüzeydeki yapılarıyla açıkça Hellenistik Dönem kent yapısı gösterir. Roma Dönemi'ne ait hiçbir kalıntıya rastlanmaması, kentin Hellenistik Dönem'de herhangi bir nedenden dolayı terk edilmiş olduğunu düşündürmektedir. Antik kentin İ. Ö. 2. ya da 1. yy.'da geçirdiği ağır bir depremden sonra boşaltılmış olduğunu düşünmektedir. Bu ihtimalin dışında, kanımca, bu terk edilişin

Pygela antik kenti

Lokalizasyonu tam olarak yapılamayan Pygela kenti, Stadiasmus Patarensis'de iki güzergahla karşımıza çıkmaktadır. Buna göre, Kosara'dan ayrılan yol, önce Lykai'a varmakta, sonra da Kollyba arasından Pygela'ya ulaşmakta, oradan da Korydalla'ya doğru devam etmektedir. Lykai ile Pygela arasındaki uzaklık eksik olduğu için bilinmemektedir. Pygela ile Korydalla arasındaki uzaklık 60 stadia yani yaklaşık ll km olarak verilmiştir. Bu bilgilere göre Pygela kenti, Bölücektaş Tepesi'ne lokalize ettiğimiz Lykai ile bugünkü Kumluca'da bulunan Korydaila arasında aranmalıdır. Gedelma'nın 2 km batısında yer alan Bölücektaş Tepesi ile Korydaila arasındaki antik kalıntılar araştırıldığında en doğuda yer alan ilk yerleşme, Attaleia'nın 48 km güneybatısında, Phoiniks'in ise 36 km kuzeydoğusunda, Attaleia ile Phoiniks arasındaki eski bir dağ yolu kenarında, Gödene'nin 3 km kuzeyinde yer alan Akçaağıl Köyü arazisi içindeki bugünkü Köristan Tepesi'nde yer al

Pygale antik kenti - Aydın, Kuşadası

Pygale’nin adına ilk olarak Strabon’un antik Anadolu Coğrafyasını konu eden “Geographika” adlı kitabında rastlanıyor. Strabon zamanındaki inanca göre; Truva Savaşı sırasında kaba etlerine hastalık gelen Agamemnon’un bazı askerlerine kahinler burada iyileşebileceklerini söylemiştir. Bunun üzerine Agamemnon’un bu savaşçıları, kentin ilk kurucuları oldu. Bu söylence kentin adının kaynağını da buna bağlar. Pyge, antik Yunan dilinde “kalça” anlamına gelir. Arkeolojik bulgular, kentin tarihinin Eski Tunç Çağından Orta Bizans Dönemi’ne kadar kesintisiz sürdüğünü doğrular niteliktedir. Bu durum kentin kuruluşunun Truva Savaşı’ndan daha eski tarihlere kadar gittiğini kanıtlar ve kuruluş efsanesinin sorgulanmasına yol açar. Büyük olasılıkla o zamanki bakış açısının eseri olarak, kentin kuruluşu Agamemnon’la ve Agamemnon’un savaşçıları ile ilişkilendirilmiştir. Pygale’da 1974 ile 1978 yıllarında kazılar yapılmıştır. Kentte bulunan tarihi yerleşim, plajın güney kısmını sınırlayan tepenin üzerind

Mnarike antik kenti

Mnarike kuzeydoğu Lykia'da, Kosara'nın da bağlı bulunduğu bir bölgenin ismidir. Kitanaura ile Phaselis'e giden antik yolun hareket noktasını oluşturmaktadır. Fakat, bölgede yapılan son araştırmalar, Mnarike'nin sadece bir bölge ismi olmayıp, bunun yanında bir yerleşim yerinin ismini de karşıladığını ortaya çıkarmıştır. B. İplikçioğlu tarafından Kozarası-Yarbaşçandır yolu üzerinde bulunan bir lahit üzerindeki yazıt Mnara'nın Lykia Eyaleti'nde, Phaselis teritoryumu'nda bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bilgiler ışığında Mnara'nın Kosara ile Phaselis arasında aranması mantıklıdır ve bunun için en uygun konum Kavak Dağındaki harabelerdir. Burada, Mnarike Bölgesi ve Mnara yerleşmesi ile ilgili olarak, Diodoros'un İskender'in Phaselis'den geçişini anlatırken değindiği, Marmaralılar'ın kimliğinden de söz etmek gerekir Diodoros'un anlattıklarına göre; "İskender, Kilikia'ya kadar bütün kıyı şeridini, pek çok ken