Kabalia & Kabalis Bölgesi ve Kaballer
Hellenistik ve Roma dönemlerinde Kibyra‟nın güçlenmesiyle Kibyratis olarak anılan bölge, antik
yazarların aktarımların işaret ettiği gibi Demir Çağı‟nda, Lydialıları oluşturan halklardan biri olan
Kaballerin egemenlikleri nedeniyle Kabalis olarak adlandırılmıştır.
Bölgede, Kalkolitik Dönem‟de
başlayan yerleşimler geç antikçağa kadar kesintisizce sürerken, özellikle Demir Çağı‟nda komşusu
Milyas gibi önemli bir merkez olmuş ve kendi geleneklerinde belirgin bir kültür üretmiştir. Demir
Çağı‟nda yoğun olarak, yüksek dağlarla çevrelenmiş nispeten büyük ovalarda, göl kenarlarında ve dağ
eteklerinde birbirine yakın dağınık ve küçük yerleşim alanları halinde izlenmektedir. Bu yerleşimlerle
bağlantılı nekropolislerde ise, basit sandık mezar, kaya mezarları ve Lydia Tipi olarak adlandırdığımız
tümülüs tipi yanında Milyas ve Kabalis bölgelerinin neredeyse ortak gömü geleneği olarak karşılaşılan,
sayıları yüzlerle ifade edilen taş yığma tümülüslerle izlenir.
Antik Kaynaklarda Kabalis Bölgesi
Hellenistik ve Roma dönemlerinde Kibyra‟nın güçlenmesiyle Kibyratis olarak anılan bölge,
antik yazarların aktarımlarının işaret ettiği gibi Demir Çağı‟nda Lydialıları oluşturan halklardan
biri olan Kaballerin egemenlikleri nedeniyle Kabalis olarak adlandırılmıştır (Fig. 1). İlk olarak
Kabal halkının varlığına, Herodotos Historia‟da (III. 90) değinir. Anadolu‟da Pers egemenliği
döneminde, Dareios‟un satraplık düzenlemeleri içerisinde Kaballeri, ikinci satraplıkta Mysia,
Lydia, Lasonia, Hytenneia yanında sayar ve beş yüz talanta gümüş ödediklerinden söz eder.
Ardından, Kserkses‟in Helas Seferi‟nde yer alan halkları anlattığı bölümde de, Maionia‟da
oturan ve Lasonialı olarak çağrılan Kaballerden bahsetmiştir (Hdt. VII. 77). Maionnialılar ise
Herodotos‟a (I. 7; VII. 74) göre Lydialılardı ve eskiden Lydialılar, Maionialılar olarak çağrılırlardı. Dolayısıyla Maionia olarak adlandırdığı Lydia halklarından bahsederken Kaballeri de
sayıyor olması oldukça önemlidir. Bütün bu anlatımlara yine Herodotos (VII. 77), Kserkses‟in
Hellas Seferi‟nde komşuluk ilişkilerine dayanarak verdiği listede Kaballerden sonra Milyas ve
Lykialılara değinmiş olması bu aktarımları daha da ilginç kılmaktadır. Böylece Herodotos, Pers
döneminde Kaballerin, Lydialılar ile olan soy bağını kurarken aslında, Milyaslılar ve Lykialılar
ile komşu olduğunu işaret eder. Dolayısıyla Herodotos‟un aktarımlarını izleyecek olursak,
Kaballerin Lydialıları oluşturan halklardan biri olması yanında, Lydia hakimiyetinin Halys‟e
(Kızılırmak) kadar uzandığı dönemde çokta şaşırtıcı olmayacak biçimde Milyas Bölgesi ile komşu oldukları da açıkça ortadadır.
Ptolemaios bu durumu destekler nitelikteki aktarımında, Kabalia olarak bahsettiği bölgenin
şehirlerini sayıyor olsa da, metinlerin tam olarak ele geçmemesi büyük şansızlıktır. Buna karşın
alt satırında bahsettiği Milyas ile komşuluğu net bir şekilde anlaşılmaktadır.
“Kabalia’nın kentleri ise […]
Milyas… [γιβ']. (ξβ° Lʹ λδ° γιβʹ)” (Ptol. Geogr. V. 5. 6).
Yine Pers dönemi içerisinde Ksenophon‟un Anabasis‟inde (I. 11) aktarıldığı kadarıyla, Genç
Kyros, abisi ve kral olan Artakserkses‟e karşı düzenleyeceği seferin hazırlıklarını yaparken,
“Kyros ayrıca kendisine ait topraklarda kargaşalık çıkardığını söylediği Pisidialılar üzerine
yürümek istediği için konuğu olan Boiotialı Proksenos’a elden geldiğince çok asker toplayıp yanına gelmesini rica etti”
demektedir. Burada asker toplamak ve abisine karşı ayaklanmasını
gizlemek için de Pisidialıları bahane etmektedir. Bu anlatımın iki önemli sonucu vardır. İlki
Pisidialılar ilk defa bir antik metinde anılmıştır. İkincisi ise Pisidia‟nın güneybatısında yer alan
Kabalis topraklarının da Genç Kyros‟a ait olduğu sonucudur. Ancak dikkat edilmesi gereken
nokta, Genç Kyros‟un Lydia Satrabı olmasıdır ve olasılıkla Kabalis Bölgesi Pers döneminde de
Lydia ile bağını siyasi olarak sürdürmektedir.
Strabon ise Geographika‟da (XIII. 4. 17) Kibyralılardan bahseden “Kibyralıların Kabalis
bölgesini mesken tutan Lydialıların soyundan geldikleri söylenir. Sonradan ise kent, burayı
kolonize eden sınır komşuları Pisidialıların eline geçmiş, Pisidialılar ise yerleşimi, çevresi 100
stadia uzunluğunda ve oldukça tahkimli başka bir bölgeye taşımıştı. İyi yönetim (iyi kanunlar)
sayesinde kent gücünü artırmış, köyleri ise Pisidia’dan ve sınır komşusu Milyas’tan Likya’ya ve
Rhodos’un karşı kıyılarına kadar yayılmıştı” (Çev. Murat Arslan) der. Burada bahsettiği Lydia
soylu halk Herodotos‟dan bildiğimiz Kaballer olmalıdır. Ayrıca Kibyra ve çevresinde, Lydce,
Solymce, Pisidce ve Hellence olmak üzere dört farklı dilin konuşulduğunu da vurgularken bir
ekleme yaparak, Kibyra ve civarında “Lydce hala konuşulurken Lydia’da Lydialıların diline ait
en ufak bir ipucu yoktur”der (Strab. XIII. 4. 17). Bu anlatımlar, Kabalis Bölgesi‟ne ismini veren
Kaballerin Lydialı olduğu ve geldikleri bu coğrafyada, Pisidialılar ve Solym halklarının
yaşadığını açıkça göstermesi adına oldukça önemlidir. Ayrıca Byzantionlu Stephanos (s.v.
Καβαλίς) ise Strabon‟un anlattıklarından yola çıkarak “Καβαλίς. Kabalis; Menderes’in güneyine
doğru, Kibyra’nın yakınındaki kent. [Strabon XIII. 4. 17] Genitivus hali Kabalidos. Vatandaşı
Kabaleus (Kabalyalı). Hekataios Asya’da (olduğundan bahseder). Cinsi femininum’dur (dişidir),
Strabon’un bahsedilen kitabındaki gibi (XIII. 4. 7), “Kibyralılar, Kabalia’yı iskan eden
Lydialıların soyundan gelmektedir”. […]” şeklinde aktarır.
Bütün bu antik anlatımlardan, Kabalialıların, Lydialı halklardan biri olduğu, Demir Çağı‟nda
kendi isimlerini verdikleri Kabalia Bölgesi‟nde oturdukları ve Strabon‟un zamanına kadar
Lydce konuştuklarını anlamak yanlış olmayacaktır.
Ancak geç dönemler için Strabon (XIII. 4. 15 c. 630) (Çev. Murat Arslan) “Karia ile
Kibyrates ve Kabalis’e kadar uzanan Maiandros’un ötesinde bir bölge olan Nysa’nın arasında
bulunan Mesogis’i geçtikten sonra bazı kentlere ulaşılır; Mesogis’in yakınında Laodikeia’nın
karşısında, her ikisi de büyüleyici özelliğe sahip olan thermal su ve Ploutonion’un bulunduğu
Hierapolis yer alır” diye aktardıktan sonra “Hierapolis’ten sonra Maiandros’un diğer tarafındaki bölümler gelir. Laodikeia, Aphrodisias ve Karura’ya kadarki bölümlerden daha önce
bahsedildi. Bunlar sırasıyla; batıya doğru Maiandros üzerindeki Antiokheialıların kenti – artık
Karia kenti – güneye doğru Tauros ve Likya’ya kadar uzanan Büyük Kibyra, Sinda ve Kabalis
vardır” diyerek, Kabalis‟i hem bir bölge hem de bir kent olarak belirtmesi oldukça ilginçtir.
Bütün bu antik kaynak verileri acaba arkeolojik buluntularla da desteklenebiliyor mu sorusu
yanında, bu bölge neredeydi ve hangi alanları kapsıyordu soruları da önemli hale gelmiş
bulunmaktadır.
Demir Çağı‟nda Kabalis Bölgesi olarak anılan, ardından Hellenistik ve Roma dönemlerinde,
Kibyra kentinin güçlenmesiyle birlikte Kibyratis olarak adlandırılan bölge, Pisidia Bölgesi‟nin
güney batısında, güneyde Milyas ile Lykia, doğuda Karia ve kuzeyde Phrygia ile çevrelenmiş
olduğu antik kaynaklarca belirgin olsa da, tam olarak sınırlarını söyleyebilmek oldukça zordur.
Kibyratis Bölgesi sınırlarını, antik kaynaklar ve arkeolojik buluntulara bakarak çizecek olursak,
Hellenistik Dönem içerisinde kurulan Kibyra merkezli tetrapolis (dört kent birliği) içerisine
dahil olan, Balbura, Boubon ve Oineonda‟ya kadar olan bölgedir (Özüdoğru 2014, 175 vdd.).
Milner ve Hall (1998, xiii) ise Kibyra‟nın teritoryumu hakkında arkeolojik ve epigrafik delillerle, coğrafi olarak bir sınır çizer. Buna göre batıda Tefenni Ovası‟nda Lysis ırmağı (Eren
Çayı); kuzeyde Acıpayam, güneydoğu sınırı ise Söğüt (Karalitis - Kabalitis) Gölü olarak
tanımlamıştır. Bu sınır aynı zamanda aşağıda bahsedeceğimiz ve yoğun şekilde Demir Çağ
mezar mimarisi, seramik ve mimari kaplama levhalarının bulunduğu yerleşimleri de içine alan
bir coğrafyadır.
Kaynak.
F. Eray DÖKÜ, İsmail BAYTAK
Kabalis Bölgesi Demirçağ Yerleşim Tipleri ve Gözetleme/Haberleşme Kaleleri
Antik Kaynaklar
Hdt. (= Herodotos, Historiai) Kullanılan Metin ve Çeviri: Herodot Tarihi. Çev. M. Ökmen. İstanbul 1991.
Ksen. (= Ksenophon, Kyrou Anabasis) Kullanılan Metin ve Çeviri: Ksenophon, Onbinlerin Dönüşü. Çev.
T. Gökçöl. İstanbul 1984.
Ptol. Geogr. (= Ptolemaios, Geographika) Kullanılan Metin ve Çeviri: (Claudius Ptolemaeus,
griechischer Geograph, um 100 n. Chr.–um 160 n. Chr.). Ed. C. F. A. Nobbe, Claudii Ptolemaei
geographia. Vol. 1-2. Leipzig 1843-1845 (repr. Hildesheim 1966).
Step Byz. (= Stephanus Byzantinus, Ethnica) Kullanılan Metin ve Çeviri: Stephanus Byzantinus, Ethnica,
Quem Primus Thomas de Pinedo Lusitanus, Amstelodami (Typis Jacobi de Jonge) 1778.
Strab. (= Strabon, Geographika) Kullanılan Metin ve Çeviri: (Strabon, griechischer Geograph, um 63 v.
Chr.–nach 23. n. Chr.): Strabons Geographica.Herausgegeben von Stefan Radt. 10 Bände, Göttingen
2002-2011.
Yorumlar
Yorum Gönder