Mnarike antik kenti

Mnarike kuzeydoğu Lykia'da, Kosara'nın da bağlı bulunduğu bir bölgenin ismidir. Kitanaura ile Phaselis'e giden antik yolun hareket noktasını oluşturmaktadır. Fakat, bölgede yapılan son araştırmalar, Mnarike'nin sadece bir bölge ismi olmayıp, bunun yanında bir yerleşim yerinin ismini de karşıladığını ortaya çıkarmıştır. B. İplikçioğlu tarafından Kozarası-Yarbaşçandır yolu üzerinde bulunan bir lahit üzerindeki yazıt Mnara'nın Lykia Eyaleti'nde, Phaselis teritoryumu'nda bir
yerleşim yeri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bilgiler ışığında Mnara'nın Kosara ile Phaselis
arasında aranması mantıklıdır ve bunun için en uygun konum Kavak Dağındaki harabelerdir.

Burada, Mnarike Bölgesi ve Mnara yerleşmesi ile ilgili olarak, Diodoros'un İskender'in Phaselis'den
geçişini anlatırken değindiği, Marmaralılar'ın kimliğinden de söz etmek gerekir Diodoros'un anlattıklarına göre;

"İskender, Kilikia'ya kadar bütün kıyı şeridini, pek çok kenti ve güçlü kaleyi ele geçirmiş, fakat bu kentlerden bir tanesini alışılmadık bir şekilde zaptetmişti. Lykia'da büyüklüğü ile göze çarpan bir kayalığı kendilerine mesken tutan ve Marmaralılar olarak adlandırılan bir halk, İskender bölgeye geldiği zaman oturdukları kayalığın sağlamlığına ve kendi yiğitliklerine güvenerek İskender'in birliklerine saldırıp kaçıyorlardı. Bu olanlara çok kızan İskender, bütün gayretini bu bölgeyi ele geçirmek için ortaya koydu ve geceli gündüzlü iki gün boyunca Marmaralılar'a saldırdı. Kralın, kentlerini almadan saldırılara son vermeyeceğini anlayan Marmaralılar'ın yaşlıları, gençlere kralla barış yapmalarını öğütlerler, fakat gençler karşılık olarak, kralla barış yapmaktansa vatanlarının özgürlüğü için ölmeyi tercih ettiklerini söylerler. Bunun üzerine yaşlılar onlara, çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürüp kendilerinin ise çevre dağlarına kaçmalarını öğütlerler. Fakat gençler yakınlarını kendi elleriyle öldüremeyince (tıpkı Ksanthoslular'ın yaptığı gibi) bütün kenti ateşe verirler ve düşman ordugahı arasından çevre dağlara kaçarlar".

Diodoros'un aktardıklarının yanı sıra, Arrianos da Phaselis yakınlarında yaşayan barbar bir halkın sık sık Phaselisliler'e saldırdığını söylemektedir. Şayet, Arrianos'un bahsettiği bu barbar halk Diodoros'da geçen Marmaralılar ise, marmara isminin kaya bloğu anlamına gelen Yunanca bir isim olması ve bu halkın bir Yunan Kolonisi olan Phaselis kentine sürekli olarak saldırması, ayrıca Arrianos'un bir Yunan kentinde yaşayan halkı barbar olarak tanımlaması çelişkidir. İşte bu noktada, Marmara ile Mnara kentlerinin Phaselis kentine olan yakın konumlan ve iki isim arasındaki ses benzerliği ele alındığında, belki de anlam olarak da eş olan bu iki isimden Marmara isminin Mnara'dan bozularak Yunancalaştırıldığı düşünülebilir. Her iki yazar da Marmara ve kaya ile, özel bir doğal durumu vurgular. Bu ad hem kayalık bir bölgeye hem de kentin Marmara ve Petras adları ile sembolize edilen gücüne işaret etmiş olabilir.

19. yy. seyyahlarından Schönbom, Marmara kentinin bizim Kitanaura kentini lokalize ettiğimiz Saraycık'taki yerleşim yerinde olabileceğini düşünmüştür. Spratt-Forbes ise Mr. Daniell'in ziyaret ettiği Çandır Hisar kalıntılarının Marmara yerleşimine ait olabileceğini düşünmüşlerdir. Fakat, Diodoros'da geçen Yunanca Marmara'nın, Stadiasmus Patarensis'de geçen Mnarike Bölgesi içinde yer alması gereken Mnara olması daha güçlü bir olasılıktır ve Phaselis ile Kesme Boğazı'na yakınlığı dolayısıyla, Kavak Dağının sarp zirvesindeki ören yerinde lokalize edilmesi tutarlı gözükmektedir. Kavak Dağı hem konumu itibari ile hem de İskendere saldırabilecek cesareti veren tahkimli ve zor ulaşılabilir bir kayalığa sahip olması nedeniyle en uygun yerdir.

 Marmara'nın Kavak Dağı'na yerleştirilmesi Stadiasmus Patarensis'de geçen Mnarike ve buna bağlı olan Kosara ile de uyum içindedir. Kavaklı Dağ (Kavak Dağı), Antalya-Kemer ana yolu kenarında, Göynük'ün batısında Yılanlı ya da Erbil Dağının küçük zirvelerinden biri üzerinde bulunmaktadır. Bu yer, adını kentin su kaynakları kenarında yetişen kavaklardan almıştır. Deniz seviyesinden doğuda 1400 m, batıda 1300 m yukarıda bir sedir ormanı içinde yer alan bu harabeye, dik bir bayır üzerinden tek bir yol ile ulaşılabilmektedir. Kavaklı Dağ üzerinde yer alan tahkimli ve çok zor ulaşılabilen büyük bir kayalığın etrafında bulunan çok sayıdaki yapı, buradaki yerleşmenin en azından Helenistik Dönem'de polis statüsünde olduğunu göstermektedir. Kuzey, doğu ve batıdan sarp bir şekilde yükselen Kavak Dağı bölgeye hakim konumdadır. Kentte koruma duvarına ihtiyaç duyulmamış, bunun için teras duvarları yeterli görülmüştür. Rüzgardan korunaklı olan bayır ise yerleşim için oldukça uygundur. Sedir ağaçlan ile kaplı olan bayırda dağın zirvesine kadar çok sayıda yapı kalıntısı vardır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gaziura antik kenti - Tokat, Turhal

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla