Stratonikeia Antik Kenti - Muğla, Yatağan, Eskihisar Köyü
Stratonikeia (Antik Yunanca: Στρατoνικεια), Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan, Karya ve Roma dönemine ait antik yerleşimdir.
Kent antik dönemde kurulmuş olmakla birlikte Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim görmüştür. Selçuklulardan kalma bir hamam ile Osmanlı döneminden kalma Şaban Ağa Camisi bunun kanıtıdır.
Kent, MÖ 3. yüzyıl da kurulmuştur. Bu tarihte Suriye kralı I. Selevkos eşi Stratonike'yi oğlu Antiokhos'a vermiş, Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına Stratonikea kentini kurmuştur.
Antik çağ coğrafyacısı ve gezgini Strabon'a göre kent, çok güzel yapılarla donatılmıştı. Yapılan kazılarda ele geçirilen sikkelerden, Stratonikeia sikkelerinin kentin Rodos'tan bağımsızlığını kazandığı MÖ 167'den itibaren basılmaya başlandığı ve Gallienus (253-268) zamanına kadar devam ettiği anlaşılıyor.
Kentin akropol ü güneydeki dağın tepesindedir. Bu tepenin çevresi bir surla çevrilmiştir. Kuzeyinde, yamaç üzerindeki bir teras üzerinde şimdiki karayolunun hemen altındaki, bir yazıtta imparator için yapılmış küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar.
Ölümsüz aşkların ve gladyatörlerin kenti olarak bilinir Geç Tunç Çağı’ndan günümüze kadar kesintisiz yerleşime sahne olan kente, M.Ö. 3. yy’ın ilk çeyreğinde Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından karısı Stratonike’nin adı verilmiştir. Hellenistik Dönem boyunca, Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştiren Stratonikeia, M.Ö. 130/129 yılında tamamen Roma’ya bağlanmıştır. Anadolu’nun fethinden sonra Türk hâkimiyetine giren kentte Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’nde de yerleşim devam etmiştir. 1957 yılındaki deprem sonrasında yeni yerleşim alanına taşınan Eskihisar Köyü’nde halen tarihi köy evlerinde yaşayan birkaç aile bulunmaktadır.
Stratonikeia, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği nadir yerlerden birisidir. Kapladığı 7 kilometrelik alanla, dünyanın mermerden inşa edilmiş en büyük kentlerinden biri olan Stratonikeia, Hellenistik Dönem’de birbirine paralel ızgara sisteminde kesişen caddelerden oluşan Hippodamik planda düzenlenmiştir. Antik döneme ait gymnasium, bouleuterion, tiyatro, hamam, kent kapısı ve çeşme gibi anıtsal yapılarının yanında, köy meydanı, Beylikler Dönemi hamamı, Şaban Ağa Camii, Osmanlı Çeşmesi, ağa evleri gibi Türk mimarisi açısından önemli örneklere sahip olan kent, insan yapımı anıtsal ihtişam ile doğal çevrenin güzelliği bir arada barındırmaktadır.
Bunun aşağısında da büyük bir tiyatro vardır. Burada cavea, merdivenlerle 9 cuneus a bölünmüştür ve tek bir diazoma vardır. Sahne binasının kalıntıları, yapılan kazılarda büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Antik kent üzerinde, Yatağan Termik Santralı'nın kullandığı linyit yatakları üzerinde bulunmasından dolayı günümüzde boşaltılmış bulunan Eskihisar mahallesi bulunmaktadır. Kent surlarla çevrilmiş olup, bugün kent surlarının yalnızca önemsiz uzantıları görülmektedir. Yerleşim alanının kuzeydoğu köşesinde, büyük kesme taşlar ile kireç harçtan örülmüş güçlü bir kalenin yıkıntıları vardır. Yapı, büyük kesme taşlar ile kireçli harçtan örülmüştür. Yapının onarım gördüğü diğer yapılardan alınma yazıtlı taşlar ve sütun gövdelerinden anlaşılmaktadır.
Kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısı büyük bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüştür. Bu kapının üzerinde kemer olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kapı iki girişlidir. İki kapı girişi arasında bir nymphaion vardır. Kapıdan sonra sütunlu bir alanın ve yolun varlığı görülmektedir.
Kentin tam ortasında, en çok göze çarpan yapısı, kent meclisinin toplandığı bouleuterion bulunmaktadır. Bouleuterion tiyatro benzeri küçük bir yapıdır. Bu yapının hemen batısındaki tek başına duran kapı bu alanın giriş kapısıdır. Bunun Serapis Tapınağı olduğu ileri sürülmüştür; ancak kazılarda bulunan yazıtlar bu görüşün yanlış olduğunu göstermiştir. Bouleuterionun kuzeye bakan dış duvarında Diocletianus'un fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin giriş kısmı Latince yazılmıştır. Bu yapının alttaki oturma sıraları korunmuştur.
Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma'da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion denilen yapı bulunmaktadır.
Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer almaktadır. Giriş kapısından başlayan kutsal yol nekropolden geçmekte ve Lagina'daki Hekate kutsal alanına ulaşmaktadır. Söz konusu nekropol sahası günümüzde kömür ocakları havzası altında kalarak yok olmuştur.
Ayrıca birde Mysia Stratonikeia'sı vardır
Kaynak;
kulturvarliklari.gov.tr
Wikipedia
Kent antik dönemde kurulmuş olmakla birlikte Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim görmüştür. Selçuklulardan kalma bir hamam ile Osmanlı döneminden kalma Şaban Ağa Camisi bunun kanıtıdır.
Kent, MÖ 3. yüzyıl da kurulmuştur. Bu tarihte Suriye kralı I. Selevkos eşi Stratonike'yi oğlu Antiokhos'a vermiş, Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına Stratonikea kentini kurmuştur.
Antik çağ coğrafyacısı ve gezgini Strabon'a göre kent, çok güzel yapılarla donatılmıştı. Yapılan kazılarda ele geçirilen sikkelerden, Stratonikeia sikkelerinin kentin Rodos'tan bağımsızlığını kazandığı MÖ 167'den itibaren basılmaya başlandığı ve Gallienus (253-268) zamanına kadar devam ettiği anlaşılıyor.
Kentin akropol ü güneydeki dağın tepesindedir. Bu tepenin çevresi bir surla çevrilmiştir. Kuzeyinde, yamaç üzerindeki bir teras üzerinde şimdiki karayolunun hemen altındaki, bir yazıtta imparator için yapılmış küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar.
Ölümsüz aşkların ve gladyatörlerin kenti olarak bilinir Geç Tunç Çağı’ndan günümüze kadar kesintisiz yerleşime sahne olan kente, M.Ö. 3. yy’ın ilk çeyreğinde Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından karısı Stratonike’nin adı verilmiştir. Hellenistik Dönem boyunca, Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştiren Stratonikeia, M.Ö. 130/129 yılında tamamen Roma’ya bağlanmıştır. Anadolu’nun fethinden sonra Türk hâkimiyetine giren kentte Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’nde de yerleşim devam etmiştir. 1957 yılındaki deprem sonrasında yeni yerleşim alanına taşınan Eskihisar Köyü’nde halen tarihi köy evlerinde yaşayan birkaç aile bulunmaktadır.
Stratonikeia, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği nadir yerlerden birisidir. Kapladığı 7 kilometrelik alanla, dünyanın mermerden inşa edilmiş en büyük kentlerinden biri olan Stratonikeia, Hellenistik Dönem’de birbirine paralel ızgara sisteminde kesişen caddelerden oluşan Hippodamik planda düzenlenmiştir. Antik döneme ait gymnasium, bouleuterion, tiyatro, hamam, kent kapısı ve çeşme gibi anıtsal yapılarının yanında, köy meydanı, Beylikler Dönemi hamamı, Şaban Ağa Camii, Osmanlı Çeşmesi, ağa evleri gibi Türk mimarisi açısından önemli örneklere sahip olan kent, insan yapımı anıtsal ihtişam ile doğal çevrenin güzelliği bir arada barındırmaktadır.
Bunun aşağısında da büyük bir tiyatro vardır. Burada cavea, merdivenlerle 9 cuneus a bölünmüştür ve tek bir diazoma vardır. Sahne binasının kalıntıları, yapılan kazılarda büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Antik kent üzerinde, Yatağan Termik Santralı'nın kullandığı linyit yatakları üzerinde bulunmasından dolayı günümüzde boşaltılmış bulunan Eskihisar mahallesi bulunmaktadır. Kent surlarla çevrilmiş olup, bugün kent surlarının yalnızca önemsiz uzantıları görülmektedir. Yerleşim alanının kuzeydoğu köşesinde, büyük kesme taşlar ile kireç harçtan örülmüş güçlü bir kalenin yıkıntıları vardır. Yapı, büyük kesme taşlar ile kireçli harçtan örülmüştür. Yapının onarım gördüğü diğer yapılardan alınma yazıtlı taşlar ve sütun gövdelerinden anlaşılmaktadır.
Kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısı büyük bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüştür. Bu kapının üzerinde kemer olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kapı iki girişlidir. İki kapı girişi arasında bir nymphaion vardır. Kapıdan sonra sütunlu bir alanın ve yolun varlığı görülmektedir.
Kentin tam ortasında, en çok göze çarpan yapısı, kent meclisinin toplandığı bouleuterion bulunmaktadır. Bouleuterion tiyatro benzeri küçük bir yapıdır. Bu yapının hemen batısındaki tek başına duran kapı bu alanın giriş kapısıdır. Bunun Serapis Tapınağı olduğu ileri sürülmüştür; ancak kazılarda bulunan yazıtlar bu görüşün yanlış olduğunu göstermiştir. Bouleuterionun kuzeye bakan dış duvarında Diocletianus'un fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin giriş kısmı Latince yazılmıştır. Bu yapının alttaki oturma sıraları korunmuştur.
Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma'da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion denilen yapı bulunmaktadır.
Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer almaktadır. Giriş kapısından başlayan kutsal yol nekropolden geçmekte ve Lagina'daki Hekate kutsal alanına ulaşmaktadır. Söz konusu nekropol sahası günümüzde kömür ocakları havzası altında kalarak yok olmuştur.
Ayrıca birde Mysia Stratonikeia'sı vardır
Kaynak;
kulturvarliklari.gov.tr
Wikipedia