Kandyba antik kenti - Kaş / Antalya

Kandyba, Kaş’ın (Antiphellos) 13 km. kuzeyinde, Gendeve (Gendive, Kendova, Çataloluk) köyünün yanındadır. Gendeve adı, Kandyba adının günümüze gelmiş mirasıdır. Kandyba sözünün Luwi veya Likçe’den geldiği sanılmaktadır. “Ana Tanrıçanın erkeği” veya “Baş Tanrı’ya ait” bir isim olduğu düşünülmektedir.

Lykçe ismi Xkbi olan kent, İlk olarak 4. yüzyıl sonlarında, daha sonra Lykia Birliği döneminde ve III. Gordian zamanında sikke basmıştır. Kandyba, piskoposluk listelerinde 12. yüzyıla kadar eyaletin piskoposluk merkezi olarak gösterilmektedir, kentten ziyade yalnızca bir kült merkezi olma olasılığı yüksektir.

 İnsanlık tarihinin ilk ansiklopedisinin yazarı Plinius, Kandyba'yı daha iyi bilinen Lykia/Likya şehirleri arasında saysa da, Kandyba hiçbir zaman önemli bir kent olarak ele alınmamıştır. Kentin kuruluşu, eponim yani hem gerçek hem mitolojik bir kahraman olan Deukalion'un oğlu Kandybos ile ilişkilendirilir. Deukalion, Yunan mitolojisinin Nuh Peygamber'e denk düşen kahramanıdır. Karısı Pyrrha ile birlikte, dokuz gün süren ve insanlığı tamamen yok eden selden yaptığı tekneyle kurtulmuştur. Yunan mitolojisinde Deukalion adını taşıyan birkaç kahraman vardır. Deukalion'un başka biri olma ihtimali daha yüksektir. Kandyba'da bulunan ve geç dönemlere ait bir sikke üzerinde Deukalion olduğu üzerindeki yazıdan belirlenen bir erkek figürü yer alır.

1842'de kenti ziyaret eden T. Spratt, Kandyba'nın da içinde bulunduğu Kasaba vadisinin eskiden denizin bir uzantısı olduğunu gösteren fosil kalıntıları bulmuştur.

Kandyba yerleşimi Klasik Dönem’den Bizans'a kadar uzanan kalıntılara sahiptir. Akropolis’in doğu ve güney eteklerinde yer alan kaya mezarları oldukça dikkat çekicidir. Doğudaki kaya mezarının üzerinde yer alan Lykçe yazıt hala kırmızı boyaların koruması ve kabartmalı olmasıyla da göze çarpmaktadır.

Ksanthos Antik Kentinde bulunan meşhur obeliskin, Likya dilinin alışılmadık ve ender bir formunu kullanan bölümünde çeşitlemeleri görülen "KNTABA" sözcüğü, muhtemelen Kandyba'nın Lykia dilindeki karşılığıdır. Kandyba Antik Kentinin tarihi ile ilgili bilgiler, kentte bulunan ve Lykia dilinde yazılmış yazıtlar barındıran iki kaya mezarında verilmiştir. Antik coğrafyacılar, Kandyba'dan çok bahsetmezler. Şehrin yakınında bulunan "Eunias Mağarası" dışında fazla bilgi verilmez. Kandyba sikkeleri nadir bulunur ve bulunanlar da III. Gordianus dönemine tarihlenirler.

Antik Kent yoğun şekilde tahribata uğramış ve pek çok anıtı zarar görmüştür. Kentin akropolü 180 m uzunluğunda dar ve uzun bir zirveye sahiptir ve kuzey güney doğrultusundadır. Akropolün üstünde bulunan Orta çağ Bizans devri şehir duvarı oldukça yıkık bir durumdadır ve antik yapıların temelleri üzerinde yükselmekte, birkaç Lykia tipi mezar haricinde bu kısımda görülebilecek çok az yapı kalıntısı kalmıştır.

Spratt'ın ziyareti sırasında saptadığı kilise kalıntısı bugün yoktur. Kayaların kabaca işlenmesiyle oluşturulmuş antik yol, doğu tarafta yer alan bir kapıya doğru uzanır. Tepenin yamacında yer alan oyuğun tiyatro binasının koyağı olduğu düşünülse de, saray olarak nitelendirilen yapı dışındaki, tiyatro ve tüm kamu binaları günümüze ulaşamamıştır.

Kandyba’nın yer aldığı Çataloluk Köyünde görülen ve çoğu 1800’lü yıllardan kalan zahire ambarları da görülmeye değerdir. Bu yapılar Lykia konut mimarlığına örnek teşkil etmektedir. 

Kaynakça:
anadoluatlasi.com
antalyakulturturizm.gov.tr

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla

Türkiye'deki il ve ilçelerin eski isimleri

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla