Keçi Kalesi, İzmir, Selçuk, Belevi
Keçi kalesi, İzmir`in Selçuk ilçesinin Belevi mevkiinde bulunmaktadır.
Selçuk’a 9 Km., Belevi’ye 2 Km. mesafede, Belevi Köyü’nün tam karşışındaki Alaman Dağı’nın 300 M.’lik zirvesinde bulunan Keçi Kalesi, kuzeyden gelip güneye giden İzmir-Tire-Selçuk(Ayasuluk) yolunun Küçük Menderes ovasını geçerek çatal yaptığı, kavşak noktasındadır. Stratejik bir konumda bulunan kale, Helenistik dönemde (MÖ.300-MS.20) yapılmış, daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’lar tarafından da kullanılmıştır.
Menderes Ovası’na hâkim bir noktada Sardes ticaret yoluna gözcülük amacıyla ve Selçuk Kalesi’ne kuzeyden gelecek saldırıları önceden görüp haber vermek için kullanılmıştır.
Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan kalede yer yer moloz taş ve tuğla da kullanılmıştır. Duvar örgüsünde Bizans döneminde kireç harcı kullanılmıştır. Duvarları kireçtaşlarının yontulması ile oluşturulsa da dayanıklılığı arttırması açısından sertleştirilmiş kireç harcı dökülmüştür Kale iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Batı yüzünün iki köşesinde yuvarlak sur, doğu yüzünün iki köşesinde ise, kare sur yükselmektedir. Daha doğrusu bunlardan sadece yuvarlak surlar ayakta kalabilmiştir. İç kalenin kuzeyinde depolar bulunmaktadır. Kalenin kuzeydoğusunda yaklaşık 1 Km. mesafede bulunan su sarnıçları yıkık durumdadır.
Tarihte fethedilemeyen kale olarak bilinen Keçi Kale'si, dahiyane bir fikir sayesinde hiç kan dökülmeden kolayca zapt edilmiş. O güne dek kuşatılıp bir türlü zapt edilemeyen kale için gece olması beklenmiş. Çevreden toplanan binlerce keçinin boynuzlarına şamdanlı fenerler bağlanıp kaleye doğru yamaca sürülmüş. Kale görevlileri gece karanlığında kendilerine doğru gelen keçi sürüsünü kalabalık bir ordu zannederek kaleyi terk edip, arka kapısından kaçınca kale kolayca zapt edilmiş. Bu nedenle keçiler sayesinde alınan bu kaleye de, Keçi Kalesi ismi verilmiş.
Kaynaklardan kesin bilgi edinilememesine rağmen, Türk akıncılarına karşı savunma amaçlı olması da olasıdır. Keçi Kalesi’de, önce Timur’un orduları, sonra Aydınoğulları ve en sonunda da 1426 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş. 18. Yüzyıl sonuna kadar küçük bir garnizon olarak kalmış ve 19. Yüzyıl başlarında da terk edilmiştir.
Ayhan YÖRÜK
Kaynak:
Atlas dergisi,
selcuk.gov.tr
belevi.gov.tr
Selçuk’a 9 Km., Belevi’ye 2 Km. mesafede, Belevi Köyü’nün tam karşışındaki Alaman Dağı’nın 300 M.’lik zirvesinde bulunan Keçi Kalesi, kuzeyden gelip güneye giden İzmir-Tire-Selçuk(Ayasuluk) yolunun Küçük Menderes ovasını geçerek çatal yaptığı, kavşak noktasındadır. Stratejik bir konumda bulunan kale, Helenistik dönemde (MÖ.300-MS.20) yapılmış, daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’lar tarafından da kullanılmıştır.
Menderes Ovası’na hâkim bir noktada Sardes ticaret yoluna gözcülük amacıyla ve Selçuk Kalesi’ne kuzeyden gelecek saldırıları önceden görüp haber vermek için kullanılmıştır.
Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan kalede yer yer moloz taş ve tuğla da kullanılmıştır. Duvar örgüsünde Bizans döneminde kireç harcı kullanılmıştır. Duvarları kireçtaşlarının yontulması ile oluşturulsa da dayanıklılığı arttırması açısından sertleştirilmiş kireç harcı dökülmüştür Kale iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Batı yüzünün iki köşesinde yuvarlak sur, doğu yüzünün iki köşesinde ise, kare sur yükselmektedir. Daha doğrusu bunlardan sadece yuvarlak surlar ayakta kalabilmiştir. İç kalenin kuzeyinde depolar bulunmaktadır. Kalenin kuzeydoğusunda yaklaşık 1 Km. mesafede bulunan su sarnıçları yıkık durumdadır.
Tarihte fethedilemeyen kale olarak bilinen Keçi Kale'si, dahiyane bir fikir sayesinde hiç kan dökülmeden kolayca zapt edilmiş. O güne dek kuşatılıp bir türlü zapt edilemeyen kale için gece olması beklenmiş. Çevreden toplanan binlerce keçinin boynuzlarına şamdanlı fenerler bağlanıp kaleye doğru yamaca sürülmüş. Kale görevlileri gece karanlığında kendilerine doğru gelen keçi sürüsünü kalabalık bir ordu zannederek kaleyi terk edip, arka kapısından kaçınca kale kolayca zapt edilmiş. Bu nedenle keçiler sayesinde alınan bu kaleye de, Keçi Kalesi ismi verilmiş.
Kaynaklardan kesin bilgi edinilememesine rağmen, Türk akıncılarına karşı savunma amaçlı olması da olasıdır. Keçi Kalesi’de, önce Timur’un orduları, sonra Aydınoğulları ve en sonunda da 1426 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş. 18. Yüzyıl sonuna kadar küçük bir garnizon olarak kalmış ve 19. Yüzyıl başlarında da terk edilmiştir.
Ayhan YÖRÜK
Kaynak:
Atlas dergisi,
selcuk.gov.tr
belevi.gov.tr
Yorumlar
Yorum Gönder