Kelenderis antik kenti - Mersin, Aydıncık

Kelenderis (Yunanca: Κελενδερίς, Latince: Celenderis), günümüzde Mersin'e bağlı Aydıncık ilçesinde yer alan antik kent ilk kez 1987 yılında kazılmaya başlanmıştır.

Antik kaynaklara göre kent Kilikya'nın en eski antik tanrılarından Sandon tarafından kurulmuştur.[1] Kentin ilk halkı Luvilerdir. Akdeniz'in doğusu ve batısı ile Kıbrıs arasında deniz yolu üzerine kurulan kent bölgenin en elverişli limanlarından birine sahiptir.[1] Kentin bu önemli konumu nedeniyle MÖ 10. yüzyıldan itibaren ilk olarak doğudan gelen Fenikeliler, MÖ 8. yüzyıl sonlarında Batı Anadolu'dan gelen İyonyalılar buraya yerleşerek koloni kurmuşlardır.[1] MÖ 6. yüzyılda Dağlık Kilikya'da kurulan Pirindu Krallığı'nın en eski başkenti Kirşu'nun limanı olan Kelenderis yüzyılın ortalarında önce Babilliler daha sonra da Persler tarafından işgal edilmiştir.[1]

Kent asıl gelişimini MÖ 5. yüzyılda gerçekleştirmiştir. MÖ 547 yılından MÖ 330 yılına kadar süren Pers egemenliğine rağmen kent ticari bağımsızlığını korumuştur. Büyük İskender'den sonra Mısır'da kurulan Ptolemaios Hanedanı ile yakın ilişkiler kuran Kelenderis MÖ 100 yılına kadar bağımsız bir kent devleti olarak varlığını sürdürmüştür.[1] MS 1. yüzyılda kısa bir süreliğinie Kommagene Krallığı hakimiyetine giren kent Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdiği Vespasian döneminde Kilikya eyaletine bağlı yarı bağımsız bir kent olmuştur.[1] 275 yılında Part İmparatorluğu'nun işgali altında kalan kent 4. yüzyıldan itibaren yeniden gelişmeye başlamıştır. 6. ve 7. yüzyıllarda süren Arap saldırıları neticesinde kent surlar içine sıkışmış ve küçülmüştür.[1] 13. yüzyıl ortalarından 15. yüzyıl ortalarına kadar Selçukluların ve Karamanoğullarının egemenliğine giren Kelenderis 15. yüzyıl sonlarına doğru Osmanlı Devleti hakimiyetine girmiştir.[1]

Kurulduğu günden günümüze dek yerleşim gören kentten bu nedenle günümüze çok az kalıntı kalmıştır. Liman surları, liman hamamı, amfitiyatro, kentin çeşitli yerlerindeki sarnıçlar ve bu sarnıçlara su taşıyan kanallar günümüze kalan birkaç yapıdır.[1] Ayrıca kentine çevresindeki mezarlar Klasik antik dönemden Roma dönemi sonuna kadar kullanılmıştır.[1]

Antik yazarlardan Apollodoros, Kelenderis’in Suriye’den gelen Sandokos tarafından kurulduğunu belirtir. Bu metinde adı geçen Sandokos’un İ.Ö. 2. bin Luvi-Hitit tanrılarından Şanta ile özdeş olduğu kabul edilir ki bu kült İ.Ö. 1. binyılda da sürmüştür. Sandon /Sandan aynı zamanda Tarsus’un da kurucusu ve baş tanrılarından biri olup, bu kentin Hellenistik ve Roma Dönemi sikkelerinin bazılarında tasvir edilmiştir. P. Mela, kentin Samoslular (Sisam) tarafından kolonize edidiğini belirtmektedir. 1986 yılından beri Konya Selçuk Üniversitesi’nden Prof.Dr. Levent Zoroğlu başkanlığında sürdürülen arkeolojik kazılarda İ.Ö. 6. yüzyıla kadar giden buluntular ele geçmiştir. Bu buluntular Silifke ve Anamur Müzelerinde sergilenmektedir. Yüzyılın sonlarında Batı Anadolu ve yakın adalardan gelen Ionialılar, Nagidos ile birlikte Kelenderis’te de ticarete yönelik ilişkileri yönlendirecek ticari iskeleler kurmuşlardır. Kelenderis ilk parlak dönemini İ.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda yaşamıştır. Atinalılar’ın öncülüğünde Persler’e karşı kurulan Attik-Delos Deniz Birliği’nin en doğudaki üyesi olmuştur. Kazılar sırasında bulunan zengin mezarlar, bir yandan kentin batı dünyası ile ilişkilerini belgelerken, aynı zamanda, doğu kültüründen de kopmadığını ortaya koymuştur. Hellenistik Çağ’da Mısır’da kurulan Ptolamaios Krallığı ile siyasi ittifak içinde olan Kelenderis, İ.Ö. 1. yüzyıldaki korsan baskınları yüzünden çok zor duruma düşmüştür. Romalılar’ın korsanlara karşı hazırladıkları askeri harekâta da katılan Kelenderisliler, Romalılar’ın Akdeniz ticaret yolunu güvenlik altına almasından sonra ikinci parlak dönemlerini yaşamışlardır. Orta Çağ’da, önce Bizans, daha sonra da Selçuklu egemenliğine giren Kelenderis; Osmanlılar Dönemi’nden 20. Yüzyıl başlarına kadar, Anadolu ile Kıbrıs arasındaki deniz ulaşımında önemli bir liman konumunda olmuştur. Kelenderis, İstanbul’un Konya üzerinden Kıbrıs ile bağlantı kurduğu önemli bir Osmanlı limanıyken, 19. yüzyıl ortalarından itibaren, Mersin limanının ortaya çıkması gibi çeşitli sebeplerden dolayı liman işlevini yitirmeye başlamıştır. Liman Hamamı: Liman girişinde bulunan hamam, kentin kısmen ayakta kalabilen antik yapılarıdan birisidir. Üç ana mekanı günümüze kadar ulaşmıştır. Büyük bir kompleks olduğu anlaşılan hamamın bütününe ait görsel bilgi kaynağı, 6. yüzyıl başına tarihlenebilen zemin mozaiğidir. Duvarlarının inşaasında moloz taşlar kullanılmıştır. Yapının dış yüzeyi sıvasızdır. İç yüzey ise yer yer tuğla kaplamadır ve bunun üzerinde de sıva vardır. Bazı bölümlerde mermer plakalar kaplama malzemesi olarak kullanılmıştır. Çatı örtüsündeki yalıtım ise, kum kireç karışımı sıvanın içine tuğla parçaları karıştırılarak sağlanmıştır. Tiyatro: Yüzey araştırmaları ve sondaj çalışmaları dışında henüz gün ışığına çıkarılmamış olan yapının Anemurium’da olduğu gibi, bir meclis binası olabileceği de sanılmaktadır. Nekropol Alanı: Nekropol alanında yapılan kazılarla çok çeşitli mezar tipleri açığa çıkarılmıştır. Bu nedenle Kelenderis antik kenti mezar çeşitlilikleriyle dikkat çekmektedir. Bu özellik Elaiussa-Sebaste, Anemurium, Uzuncaburç gibi yerlerde de vardır. Ancak Kelenderis’tekiler zamana göre farklı tipteki mezarların bir arada bulunmasıyla ayrıcalık göstermektedir. Bu mezar tipleri arasında bugüne kadar tespit edilenler arasında çukur mezarlar, dromoslu yer altı oda mezarlar, beşik tonozlu mezarlar, baldahinli mezar anıtı(Dört Ayak) , lahitler, mezar taşları bulunmaktadır. Bu mezar tiplerinin yanı sıra kazı buluntuları ile bugüne kadar kesinleştirilemese de Silifke Müzesi’nde bulunan Hydria örneğinden yola çıkarak Erken Hellenistik Çağ’dan itibaren cesetlerin yakılıp, küllerinin urnalara, yani hydrialara konulduğunu gösteren veriler de elde edilmiştir. Kentin yakın çevresinde, Aydıncık-Gülnar yolu üzerinde 15. kilometrede orman içindeki kaynaktan kente su getiren kemerler ve kanallar günümüze kadar ulaşabilen alt yapılardır.

Kaynakça

[1] Zoroğlu, Levent (1994). Kelenderis I: Kaynaklar, Kalıntılar, Buluntular (Dönmez Ofset Basımevi bas.). Ankara. ISBN 9759580810.

Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla

Türkiye'deki il ve ilçelerin eski isimleri

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla