Kalkedonya / Kalkedon - İstanbul, Kadıköy

İlçenin Antik Çağ'da adı olan Kalkedon Yunanca “bakır” anlamına gelen Halkis Χαλκίς kelimesiyle ilişkili olup, Özhan Öztürk'e göre aynı dönemde Yunanistan'da Euboea’da bakır madenlerine yakın konumlanmış olan Halkis, Aetolia’da Halkia Χάλκεια), Epirus’da Haliki gibi benzer isimli kentler bulunduğunu iddia etmiştir.[3] Yunan tarihçi Herodot, Megabazus adlı Pers yazarın kenti kuranların kör olması gerekir dediğini aktarmış bu sözü zamanla folklorik bir anlatıya dönüşmüştür[4]. Yer değiştiren bir kavim yeni yerleşimlerine nasıl ulaşacaklarını öğrenmek için bir kahine danışır. Kahin kavimdekilere körlerin ülkesinin karşısına yerleşmelerini söyler. Bugünkü İstanbul'a ulaşan kavim bulundukları taraf boş iken karşı kıyıda bir yerleşim olduğunu fark eder. Bulundukları yerin avantaj ve güzelliklerini fark edemeyen karşı kıyıdaki insanların ancak kör olabileceklerini iddia edip İstanbul'a yerleşirler. Böylece bugünkü Kadıköy yöresindeki yerleşim körlerin yeri anlamındaki Kalkedon adını alır. İstanbul'un fethinden sonra Kalkedonya'nın yönetimi, II. Mehmed tarafından İstanbul kadısı Hızır Bey'e verildiği için, yerleşmenin Kadıköyü adını aldığı sanılmaktadır.

Kadıköy'ün kuruluşu İstanbul'un kuruluşundan çok daha eski yıllara dayanır. Fikirtepe'de 1942 ile 1952 yılları arasında yapılan kazılarda MÖ 3000 yıllarına ait aletler ve insan iskeletleri bulunmuştur. Ayrıca balık, köpek, koyun, keçi kemiklerine rastlanmıştır. Bulunan araçlar arasında taştan çekiç, kemik, keramik, taş ağırşakları, bronz eserler, inci taneleri, firuze taşından eserler de vardır. Moda Burnu'nda Kalkedon kentinde Fenikelilerden kalma kandiller, vazo kırıkları, öküz heykeli, pişirilmiş balçıktan sakallı erkek başı, Kalkedonya Kitabesi'nin yazıldığı bronz levha bulunmuştur.

Fikirtepe'deki Karhadon, Moda Burunu'ndaki Kalkedon kentleri, Fenikelilerin Karadeniz kıyılarında kurdukları kentlere hareket ermek için durma, gereksinimlerini tamamlama merkeziydi.

Antik Yunan halklarından (Megaris merkezli) Megaralıların, bugünkü Moda, Bahariye semtleri ve Mühürdar Caddesi'nin bulunduğu bölgede Kalkedon'u kurduklarını, Antik Çağ yazarlarından Thukididis[5] ile Plinius [N.H. V, 42], Herodot [IV, 85, 144; V, 25; VI, 33] ve Ksenofon da [Anabasis, VI, 6, 38; VII, 1, 20; VII, 2, 23] yazmışlardır.[6]

İyonya'dan (Anadolu'nun Ege Denizi kıyılarından) gelen ve Yunanistan'a inen Akaların bir kolu MÖ 675 yıllarında Fikirtepe ve Moda'daki iki Fenike kentini aldı. Bugün Bahariye, Mühürdar, Moda semtlerinin bulunduğu yerlere yerleştiler. Kalkedon şehrini genişlettiler. Kısa süre içinde İzmit'e kadar olan bölgeyi el geçirdiler. Buralarda Kalkedon Devleti'ni kurdular. Anadolu'nun içlerinden gelenleri bu topraklara yerleştirdiler. Başkent Kalkedon (Kadıköy) oldu. Ülkenin adına Kalkedonya deniyordu. Kalkedonyalılar savaşçı ve uygarlıkta ileriydiler.

Kalkedonyalılar bugünkü Haliç'in Unkapanı'yla Eyüpsultan arasında oturan Traklarla, Fenike kentleriyle, İzmit'teki Bitinyalılarla, Bergama Devleti'yle ticaret yaparlardı.

Haydarpaşa Deresi'nin düzlüklerinde hipodromları, tapınakları vardı. MÖ V. yüzyılda Kral Periyut, "talen" adı verilen madeni paralar çıkardı. Kalkedonyalılar şehrin savunmasını da düşünmüşlerdi. Perslerden, Bitinyalılardan, Gotlardan korunmak için Haydarpaşa çayırıyla Kuşdili çayırı arasında bir hisar yapmışlardı. Sonradan doğudan ve batıdan gelenler buradaki surları ve eserleri yıktılar.

Kalkedonyalılar cam eşya, altından küpe, yüzük gibi süs eşyası yapmasını ve mermeri işlemesini iyi biliyorlardı. Kentlerinin kapısına "Khalkedon" yazılı kitabeler asarlardı.

MÖ 658 yıllarında Yunanistan'ın Korent kanalı dolaylarından kurtulmak, daha verimli topraklarda yaşamak için kendilerine yeni bir yurt aradılar. Delf Tapınağı'nın kâhini, Megara Kralı Vizas'a "Körler ülkesinin karşısındaki yerler size yurt olacak" dedi.

Kral Vizas halkıyla birlikte yurt aramaya çıktı. MÖ 650 yılında Sarayburnu'na geldi. Sarayburnu'ndan etrafına bakınca buranın güzelliğine şaştı. Kalkedonyalıların bu kadar güzel, bu kadar yaşamaya elverişli yeri göremeyip boş bıraktıklarına göre kör olması gerektiğini düşündü ve kâhinin dediği, körler ülkesinin karşısındaki yer burasıdır diye Sarayburnu'nda konakladı. MÖ 608'le 600 yılları arasında Sarayburnu'nda kendi adını verdiği "Bizans" şehrini kurdu.

Pers Kralı Dârâ (Darius) İskitlerle savaşa giderken Kalkedonya'yı da aldı. Bunun üzerine Kalkedonyalılar Bizanslılarla birlik olarak Dârâ'ya karşı savaştılar. Dârâ, Kalkedonyalıların evlerini, tapınaklarını, kentlerini yaktı, yıktı. Dârâ, Fenikelilerle birlik oldu. Kalkedonyalılar önce İyonlarla, sonra Bizanslılarla birleşip yeniden savaşa tutuştular. Kalkedonyalılar savaş alanını bırakıp kaçtı. Fenikeliler donanmalarıyla Bizanslılara saldırdı, Kalkedonya'yı yakıp yıkarak ele geçirdiler.

Kalkedonya Perslerin eline geçmişti. Makedonya Kralı İskender, Persleri yenip Pers kentleriyle birlikte Kalkedonya'yı da aldı.

MÖ 281 yılında Bitinyalılar Marmara kıyılarındaki kentlerin çoğunu ellerine geçirdiler. Kalkedonya'yı da aldılar. Kalkedonya bir ara özgür kalmışsa da çok geçmeden Romalıların yönetimine girdi. Makedonya Savaşı sırasında Kalkedonyalılarla Romalılar anlaştılar. Romalılar Kalkedonyalılara savaş gemileri göndererek askeri yardım yaptılar.

Kalkedonya 561 yılının 21 Mart'ında Arapların saldırısına uğradı, 667 yılında Araplar yeniden İstanbul kıyılarında görüldüler. Kıyı kentlerinden birçok tutsak alıp ülkelerine döndüler.

Haçlı savaşlarında da Haçlı orduları birkaç kez Kalkedonya'yı çiğnediler.

781 yılında Abbasi Devleti Halifesi Harun Reşit'in komutanlarından Malatyalı Battal Gazi Kalkedonya'yı aldı. Bu tarihten sonra Kalkedonya adı yerine Gaziköy adı kullanılmaya başlandı.

Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1080 yılında Kalkedonya'yı Anadolu Selçuklu Devleti'ne kattı. Fakat bir süre sonra son kez Bizanslıların eline geçti. 1096 yılında Haçlı orduları Kalkedonya'dan Asya'ya geçtiler. Daha sonra dördüncü Haçlı orduları 1204'te Kalkedonya'yı İstanbul'la birlikte işgal ettiler. Yakıp yıktılar, yağmaladılar, anıtlardaki değerli madenleri söktüler.

Kalkedon Kentinin Yapıları ve Tarihi[7]
Antik kaynaklara göre Khalkedon şehrinin dört limanı vardı. Biri bugünkü Kadıköy Meydanı’ndaki, ikincisi Fenerbahçe Burnu’ndaki Hiera Limanı, üçüncüsü Fenerbahçe burnunun kuzey tarafındaki Eutropo, dördüncüsü Kurbağalıdere çevresinden Kalamış Koyu’na doğru olan kısımda yer alır. Ayrıca şehre ait tiyatro, hipodrom, Constanius Sarayı, Ayai Eufemiave, Ayaios Yeoryios kiliseleri ile çeşitli yapıların varlığı bilinse de bugüne yerüstünde herhangi bir kalıntıya ulaşmamıştı. Ancak Altıyol civarı ile 1970'li yıllarda Osmanağa Camii yakınlarında yapılan çeşitli inşaat kazılarında pişmiş toprak ve mermerden su künkleri ile sur duvarlarına rastlanmıştı. Bazı altyapı ve inşaat çalışmaları sırasında rastlanan arkeolojik kalıntılar nedeni ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri az sayıda kurtarma kazısı yaptı. Bu kazılardan M.Ö. 6. yüzyıl (Arkaik Dönem) ile Roma Dönemi’ne (M.Ö 1-M.S.4. yüzyıl) tarihlenen birçok eser ortaya çıkartılmıştı ve bunlardan bir bölümü hâlen müzenin ‘Çağlar Boyu İstanbul’ sergi salonunda sergileniyor.1987 yılında Altıyol’da Arkeoloji Müzeleri’nin yapmış olduğu kurtarma kazısı sırasında 6 adet lahit ile birlikte bir podyum ile çok sayıda depo ve mutfak kapları da bulunmuştu.

Arkeologlar Derneği'nin 2013 yılında hazırladığı raporda Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun bulunduğu alan SİT Alanı ilân edilerek kurtarma kazıları yapılması isteniyor. Raporda, "Tarih sahnesinde önemli bir yeri olan Khalkedon antik kentinde sistemli hiçbir araştırma maalesef yapılmamıştır. Antik kent içerisinde yapılan hiçbir inşai faaliyet denetim altında yapılmamıştır. Çok az sayıda ihbarın sonucunda yapılan kazılar dışında herhangi bir kazı çalışması gerçekleştirilmemiştir. Çok büyük bir kısmı tahrip olan kentte en azından bugünden itibaren denetimli inşaat faaliyetleri yürütülmesi sağlanıp kent ile ilgili bilgiler toplanmalıdır. Antik Khalkedon’un sınırları tam olarak belirlenip III. derece arkeolojik sit ilan edilerek inşaai faaliyetlerin denetim altında yapılması sağlanmalıdır." deniyor.

Stat, eski haritalara göre antik Khalkedon kentinin tam kalbinde yer alıyordu. Antik kente ait saray, tapınak ve hipodrom kalıntıları da bu bölgedeydi. Kadıköy’deki yerleşmenin başlangıcını oluşturan tarihsel çekirdek Haydarpaşa Koyu ile Moda Burnu’nun oluşturduğu alanda yer alır. Bugün bu alan Kadıköy çarşısı, Yeldeğirmeni ve Moda gibi tarihi yerleşme alanlarını da içeren Rasim Paşa, Osman Ağa ve Cafer Ağa mahallelerinden oluşuyor. MÖ 1000 yılları civarında Fenikeliler tarafından Fikirtepe’de çeşitli kaynaklardan ‘Harhadon’ adı ile anılan bir ticaret kolonisi oluşturulduğu da biliniyor.

Arkeologlar Derneği raporunda bölge şöyle tarif ediliyor: "Bu dönemde Kuşdili Deresi bir haliç şeklindedir ve kıyı çizgisi de bugüne göre içeride kalan Fikirtepe - Hasanpaşa arasına kadar uzanır. Daha sonra bu yerleşmenin karşısında Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında ‘Khalkedon’ (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme daha oluşur. Bilicilik merkezi Apollon Tapınağı ile ün salan Khalkedon’un merkezini oluşturan yer, bugün Kalamış ve Haydarpaşa koylarının arasındaki tepelik burun üzerinde yer alır, yerleşmenin surları bugün Altıyol, Sakızağacı, Mühürdar, Söğütlüçeşme arasında, kabaca dikdörtgen oluşturacak şekilde uzandığı düşünülmektedir. Muhtemelen Altıyol civarında bir kapı vardı ve şehrin Kalamış Koyu’na bakan kesiminde de mezarlıklar bulunmaktadır."

Kaynakça:
1^ a b "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2015.
2^ İstanbul'da ilçe ilçe yaşam kalitesi, milliyet.com.tr
3^ Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi]. Nika Yayınları. Ankara, 2016. 3. Baskı s. 204
4^ Herodot 4.144; Öztürk. Age. s. 204
5^ Aktüre, Sevgi (2003). Anadolu’da Demir Çağı Kentleri. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları. s. 183. Erişim tarihi: 25 Ekim 2018.
6^ "Khalkedon / Kalkhedon". TAY Projesi. Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri. s. 1. 3 Aralık 2018 tarihinde kaynağından Arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2018.
7^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2013.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gaziura antik kenti - Tokat, Turhal

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla