Arslantepe - Malatya, Ordüzü köyü

Doğu Anadolu'nun en büyük höyüklerinden birisi olan Arslantepe, Malatya il merkezinin 6 Kilometre kuzeyinde, Ordüzü köyünün yakınlarında bulunmaktadır.Türkiye’deki en büyük höyüklerden biridir.[1] Höyük, Fırat üzerindeki Karakaya Baraj Gölü’nün batısındadır. Otuz metre yükseklikteki höyük MÖ 5 bin yıllarından MS 11. Yüzyıla kadar iskan edilmiştir. Bölge MS 5. ve 6. Yüzyıllarda bir Roma köyü olarak, daha sonra da Bizans nekropolü olarak kullanılmıştır.[2] Yerleşim alanı 200 x 120 metre boyutlarındadır.[3]

Bölgedeki kazılar Louis Delaporte başkanlığında bir Fransız ekip tarafından 1932 yılında başlanmış,[1][4][5][6], 1933 özellikle Geç Hitit devri tabakalarında yapılmıştır, geç Hitit Dönemini araştıran, Delaporte'yi, 1947 yılında C. Schaeffer takip etmiştir. Bölgede kazı yapılmasındaki amaç, Hitit İmparatorluğu'nun çöküşü ardından bölgede kurulan krallıklardan birinin başkentine ulaşmaktı. Kazılarda bulunan iki aslan ve bir kral heykeli Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Daha sonra birkaç derin sondaj açılmışsa da esas düzenli kazılara 1961 yılında Roma La Sapienza Üniversitesi’nden bir grup tarafından başlanmıştır. 1970'li yıllara kadar kazılar Alba Palmieri başkanlığında yürütülmüştür.[7][8] Kazılar hâlen Marcella Frangipane tarafından koordine edilmektedir.[9]

Son Kalkolitik Çağ'dan Geç Hitit Döneminde kadar kesintisiz olarak yerleşim süren Arslantepe, bulunduğu ovadan yaklaşık 40 metre yükselmiştir.

Arslantepe'deki kültür katmanları sırası ile;

    Geç Hitit Dönemi
    Son Tunç Çağı
    Orta Tunç Çağı
    İlk Tunç Çağı
    İlk Tunç Çağı II. Evre
    İlk Tunç Çağı I-B Evresi
    İlk Tunç Çağı I-A Evresi
    Son Kalkolitik Çağ

şeklindedir.

Gerçekleştirilen kazılarda, Arslantepe, tarihi boyunca değişik zamanlarda değişik alanlarda bölgeyi kontrol etmiş büyük bir merkez olduğu ortaya çıkmıştır. Höyükte bulunan çok sayıda mühür, bölge ticaretinin Arslantepe'den yönetildiğini gösterir.

Kazılarda MÖ 3.600-3.500 yıllarından bir tapınak, MÖ 3.300-3.000 yıllarından bir saray, çok sayıda mühür ve ustalıkla yapılmış madeni eşyalar bulunmuştur. Tüm bu buluntular o tarihlerde yerleşimin, aristokratik siyasi, dini ve kültürel bir merkez olduğunu göstermektedir.[2] Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen eserler dışındaki buluntular Arslantepe Açık Hava Müzesi’nde sergilenmektedir.[10] Mühürler, yerleşimin bir ticari merkez olduğunu göstermesi açısından dikkat çekicidir.[11]

Yerleşim, iskan edildiği süre boyunca su kaynakları bol fakat Fırat taşkın sahasının dışında kalmaktaydı. Bu sayede tarım için çok uygun topraklara sahip olan yerleşim, yerel bir hakim sınıf tarafından yönetilmekteydi. Bu hakim sınıf hem politik, hem ekonomik hem de dini erki elinde tutuyordu.[2] Bu haliyle Anadolu’daki ilk şehir devleti olma özelliği taşımaktadır.[1]

MÖ 4. bin yılın sonlarında kerpiç anıtsal yapıların yer aldığı geniş bir kentsel alan höyüğün güney batı yamacına yayılmıştır. Bu anıtsal yapılarda çok sayıda mühür bulunması bu yapı kompleksinin yönetsel bir merkez olduğunu göstermektedir. Mühürler muhtemelen çeşitli malların depolanması ve nakliyesi sırasında kullanılmaktaydı ve yapı kompleksi bu haliyle bir saray ekonomisi merkezi olarak görülmektedir.[2]

Saray kompleksinde ayrıca arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı kesici-delici silahlar bulunmuştur. Sarayın yakınında bulunan ve MÖ 2.900 olarak tarihlenen mezarın bir kral mezarı olduğu düşünülmektedir. Mezarda değerli ölü hediyeleri bulunmuş olup ayrıca mezarı kapatan taş kapak üzerinde kurban edilmiş dört genç insan cesedi bulunmuştur.[2]

Geç Uruk Dönemi (MÖ 3.400-3.200 ardından yerleşimde geniş çapta yangınlar olduğu anlaşılmaktadır. Bunun ardından, farklı kültürden halkların yerleştiği kentte Doğu Anadolu-Transkafkasya kültürel etkileri hakim olmuştur. Arkeolojik çalışmalarda elde edilen çanak-çömlekler ve yerleşim düzeni bunu göstermektedir. Yeni yerleşimcilerin büyük olasılıkla yarı göçebe küçük topluluklar olduğu düşünülmektedir.

MÖ 2.700.-2.500 yıllarında kent, Suriye-Mezopotamya kültüründen koparak özgün bir kültürel yapı geliştirmiştir. MÖ 2 binden itibaren kent, genişleyen Hitit İmparatorluğu’nun etki alanına girmiştir.[2] Hitit Kralı I. Şuppiluliuma'nın[not 3] Mittani başkenti Washukanni'ye düzenlediği seferde üs olarak kullanılmıştır. Hitit İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından kurulan Geç Hitit krallıklarından biri olan Kammanu başkenti olmuştur. Bu tarihlerde, Asur belgelerinde kentin adı Melid olarak geçmektedir. Kenti başkent olarak alan krallık ise Kammanu ya da Melid Krallığı olarak bilinirdi.[12] [13]

Asur İmparatorluğu hükümdarı I. Tiglat-Pileser'in[not 4] saldırısı sonunda bu devlete haraç ödemek zorunda kalan bölge, II. Sargon[not 5] tarafından ele geçirilip yağmalandığı MÖ 712 yılında dek varlığını ve zenginliğin korumayı başarmıştır.[14] Bu tarihten MS 5. Yüzyıla kadar ise iskan edilmemiştir.[1]

Arslantepe'nin en önemli özelliği, Anadolu'da kurulmuş ilk şehir devleti yapılanmasının görüldüğü yerleşim olmasıdır.  Arslantepe höyüğü, dünyanın en eski kral mezarı ve en eski kılıçları gibi çok sayıda tarihi objeye ev sahipliği yapıyor.

Kaynakça
1^ a b c d anadoluuygarliklari.com
2^ a b c d e f Hüseyin Şahin, Aslantepe 24 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
3^ TAY Projesi
4^ Louis De Laporte, Malatya. La Ville et le Pays de Malatya, Review Hittites et Asian, vol. 2, no. 12, Sh.: 119-254
5^ Louis De Laporte, Malatya - Céramique du Hittite Recent, Review Hittites et Asian, vol. 2, no. 15, Sh.: 257-285, 1934
6^ Louis De Laporte, La Troisième Campagne de Fouille è Malatya, Review Hittites et Asian, vol. 5, no. 34, Sh.: 43-56, 1939
7^ A. Palmieri, Excavations at Arslantepe (Malatya), Anatolian Studies, vol. 31, Sh.: 101-119, 1981
8^ Alba Palmieri, "Arslantepe Excavations,1982," Kazi Sonuçlari Toplantisi, vol. 5, Sh.: 97-101, 1983
9^ Charles Allen Burney, Historical dictionary of the Hittites
10^ "malatyakulturizm.gov". 16 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2012.
11^ "Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü". 23 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2012.
12^ “En Eski Çağlardan Bizans Dönemine Kadar Malatya Tarihi” sh.: 179
13^ “Geç Hitit Devletleri”
14^ J. D. Hawkins, Assyrians and Hittites, Iraq vol. 36, no. 1/2, Sh.: 67-83, 1974

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gaziura antik kenti - Tokat, Turhal

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla