Rhodiapolis antik kenti - Antalya, Kumluca
Rhodiapolis, Antalya ili, Kumluca ilçesinin hemen kuzeyinde Sarıcasu Köyü’nün arkasında yükselen denizden 300 m. yükseklikteki tepe ve çevresinde kurulmuştur.
İsminden dolayı Rodoslular’ın kurduğu bir şehir olarak kabul edilmek istenir. İ.Ö 500 yıllarında Hekataios, adından dolayı kentin Rhodoslular tarafından kurulduğunu belirtir. Theopompos’a göre ismini Mopsos’un kızı Rhodos’tan almıştır. Ancak, kentin Likçe isminin Wedrei (Wedrennehi/Wedrenni ) olduğu düşünülür. Dynastik Dönem sikkelerinde de Wedrei adı, Trbbenimi ile birlikte görülür. Bu durum Rhodos Kolonizasyonu öncesinde de burada bir yerleşimin olabileceğini düşündürür.
Likya Birliği üyesi olan kentte şimdilik bilinen en erken kalıntılar Klasik Çağ kaya mezarlarıdır. Kent İ.Ö 168/67 de kurulan ve 23 kentten oluşan Lykia Birliği’ne üyedir. Birliğin bastırdığı 2. grup gümüş sikkelerinde bu kentin de adı vardır. Kent Roma Dönemi’nde de birlik üyesidir ve III. Gordianus Dönemi’nde (İ.S. 242-244) sikke basan Likya kentleri arasında yer alır.
Opramoas: Kentin en ünlü kişisidir. En iyi bilinen yapısı da Opramoas’ın mezar anıtıdır. Antonius Pius döneminde (İ.S 138-161) yaşamış olan bu kişi Likya’nın en zengini ve en ünlü hayırseveriydi (Euergetes). Annesi Korydallalı Aristokila, babası Rhodiapolisli Apollonios’tur. Oinoandalı C. Julius Demosthenes ya da Lykiarkhos Licinnius Longus gibi tüm Likya’da ünlü ve zengin akrabaları vardı. Opramaos’ın ilk görevi İ.S 114 yıllarında Arkhipylakia olmuştur. 136 yılında İmparator Kültü Başrahipliği, Likya Birliği Yazmanı ve Lykiarkhos olmuştur. Çok kez onurlandırılmıştır. En faal yılları İ.S 114-152/153 yıllarıdır. Özellikle 141 depreminden sonra yıkılan pek çok yapı Opramaos tarafından onarılmıştır. 3000 dinardan 100.000 dinara kadar değişen miktarlarda yardım etmiştir. En büyük yardımı 100.000 dinarla Myra ve 80.000 dinarla Tlos almıştır. Kentlere yapılan yardımlar dışında örneğin yaşayanlar için kefen parası, genç kızlara çeyizlik ve yoksullara yiyecek gibi pek çok konuda sosyal yardımlarda bulunuyordu. Tüm bu yardım listesi ve onurlandırmalar yanında Roma kaizerleriyle olan mektuplaşmaları içeren 12 yazıt, 19 prokurator mektubu, Likya Birliği’ne ait 33 doküman Opramaos’ın anıt mezarı duvarlarını doldurmaktadır. Bu mektuplar özellikle Antonius Pius ile olan yazışmalarıdır. Yazışmalar içerisinde bu kişinin Lykiarkh (Likya Birliği Yöneticisi) olduğu da anlaşılmaktadır. Tiyatronun güneybatısında bulunan anıtın duvarlarındaki yazıt, Likya’nın, belki tüm Anadolu’nun da en uzun yazıtı olma özelliğini taşımaktadır.
Rhodiapolis, Lykia dilindeki yazıtlı kaya mezarı ve Hellenistik kule dışında geleneklerine bağlı olan bir Roma kenti izlenimi vermektedir ve İ.S II. yy. kentin en parlak zamanıdır.
Yüzeyde görülebilen kalıntıların büyük çoğunluğu Roma ve Bizans dönemlerindendir. Bunların en önemlileri tiyatro, hamam, agora /stoa, sebasteion, tapınaklar, kilise, sarnıçlar, kenotaph, nekropoller ve konutlardır.
Kent merkezi doğu-batı uzantılı ana caddeyle ikiye ayrılmıştır. Caddenin kuzeyinde kalan büyük bölümünü tiyatro terası ile agora terası biçimlendirmiş ana caddenin güneyi boyunca doğu-batı aksında yan yana uzayan kamu yapıları (Sebasteion, kütüphane, Asklepeion, tapınak ) ile kentin sosyal kamu merkezi tümlenmiştir.
Kent merkezinde yamaca yaslı 1400 kişi kapasiteli tiyatro 16 oturma sırasına sahiptir. Tiyatronun çapı yaklaşık 40m.’dir. Caveada 7 merdiven arasında 6 kuneus/kerkides bulunur. Caveanın en üst noktasında sıralanan oturma koltuklarından orkestra düzlüğüne kadar tiyatronun yüksekliği 9.24 m.’dir. Hellenistik başlangıçlı tiyatronun iki katlı sahne binası Roma Dönemi’nde yapılmıştır. Doğu batı aksında uzayan sahne binasının üst kesimi tamamen yıkılmış sadece zemin katı korunabilmiştir.
Sahne binasının hemen önünde ünlü zengin Opramaos’ın anıt mezarı vardır. Bir teras üzerine oturtulan mezarın kuzey batısında kuzeye doğru uzanan duvarlar stoanın arka duvarlarını oluşturmaktadır. Belirtildiği gibi belki Anadolu’nun bilinen en uzun yazıtına sahip olan mezarın duvarlarında Opramaos’un yaptığı yardımlar, aldığı ödüller, imparator mektupları ile birlik tutanakları yazılıdır.
Kent merkezinin doğusundaki yamacın başlangıcında yer alan hamam, tipik Likya hamam mimarisinin özelliklerini taşır. Güney yarısını palaestra ve palaestranın alt terasını oluşturan 4 büyük sarnıç, kuzey yarısını da hamam birimleri oluşturur. Büyük hamamın kuzeydoğusunda bulunan küçük hamam şehrin merkeze en uzak ve en kopuk yapısıdır.
Agora ve iki katlı stoa kentin en merkezi kamu yapısıdır. Stoa agoranın batısı boyunca uzanan yarı kapalı bölümü gibidir. Toplam 59 m. uzunluğundadır. Agora’nın güney tarafında 4 büyük sarnıç geniş terasın alt yapısını oluşturur. Agora’nın iki tarafından da giriş vardır. Agora ve iki katlı stoa diğer kamu alanlarıyla da organik bağlar içerisindedir. İki katlı stoanın ikinci katı Opramaos Stoası’ndaki etkinliklere doğu yönünde hizmet vermekteydi.
Rhodiapolis’teki kutsal alanların en özel konuma ve mimariye sahip olanı Sebasteion’dur. Batıdaki Sebasteion ve hemen doğu bitişiğindeki Opramaos ata kültü salonunun ön alanı ortak düzenlenmiştir.
Kentin konutları doğu ve kuzey yamaçlarda yoğunlaşır.Kalıntıların yoğunlaştığı kent merkezinin kuzeybatısında İ.S 5/6. yy.’a tarihlenen bazilikal planlı bir kilise bulunmaktadır. Buradaki küçük tepeyi çevreleyen sur duvarları Bizans Dönemi’ne aittir. Kentin İ.S 12. yy’a değin yerleşime sahne olduğu ele geçen sikkelerden anlaşılmaktadır.
Rhodiapolis Nekropolü kentin, doğu, güneydoğu ve kuzeyinde yoğunluk göstermektedir.
Kaynakça:
antalyamuzesi.gov.tr
İsminden dolayı Rodoslular’ın kurduğu bir şehir olarak kabul edilmek istenir. İ.Ö 500 yıllarında Hekataios, adından dolayı kentin Rhodoslular tarafından kurulduğunu belirtir. Theopompos’a göre ismini Mopsos’un kızı Rhodos’tan almıştır. Ancak, kentin Likçe isminin Wedrei (Wedrennehi/Wedrenni ) olduğu düşünülür. Dynastik Dönem sikkelerinde de Wedrei adı, Trbbenimi ile birlikte görülür. Bu durum Rhodos Kolonizasyonu öncesinde de burada bir yerleşimin olabileceğini düşündürür.
Likya Birliği üyesi olan kentte şimdilik bilinen en erken kalıntılar Klasik Çağ kaya mezarlarıdır. Kent İ.Ö 168/67 de kurulan ve 23 kentten oluşan Lykia Birliği’ne üyedir. Birliğin bastırdığı 2. grup gümüş sikkelerinde bu kentin de adı vardır. Kent Roma Dönemi’nde de birlik üyesidir ve III. Gordianus Dönemi’nde (İ.S. 242-244) sikke basan Likya kentleri arasında yer alır.
Opramoas: Kentin en ünlü kişisidir. En iyi bilinen yapısı da Opramoas’ın mezar anıtıdır. Antonius Pius döneminde (İ.S 138-161) yaşamış olan bu kişi Likya’nın en zengini ve en ünlü hayırseveriydi (Euergetes). Annesi Korydallalı Aristokila, babası Rhodiapolisli Apollonios’tur. Oinoandalı C. Julius Demosthenes ya da Lykiarkhos Licinnius Longus gibi tüm Likya’da ünlü ve zengin akrabaları vardı. Opramaos’ın ilk görevi İ.S 114 yıllarında Arkhipylakia olmuştur. 136 yılında İmparator Kültü Başrahipliği, Likya Birliği Yazmanı ve Lykiarkhos olmuştur. Çok kez onurlandırılmıştır. En faal yılları İ.S 114-152/153 yıllarıdır. Özellikle 141 depreminden sonra yıkılan pek çok yapı Opramaos tarafından onarılmıştır. 3000 dinardan 100.000 dinara kadar değişen miktarlarda yardım etmiştir. En büyük yardımı 100.000 dinarla Myra ve 80.000 dinarla Tlos almıştır. Kentlere yapılan yardımlar dışında örneğin yaşayanlar için kefen parası, genç kızlara çeyizlik ve yoksullara yiyecek gibi pek çok konuda sosyal yardımlarda bulunuyordu. Tüm bu yardım listesi ve onurlandırmalar yanında Roma kaizerleriyle olan mektuplaşmaları içeren 12 yazıt, 19 prokurator mektubu, Likya Birliği’ne ait 33 doküman Opramaos’ın anıt mezarı duvarlarını doldurmaktadır. Bu mektuplar özellikle Antonius Pius ile olan yazışmalarıdır. Yazışmalar içerisinde bu kişinin Lykiarkh (Likya Birliği Yöneticisi) olduğu da anlaşılmaktadır. Tiyatronun güneybatısında bulunan anıtın duvarlarındaki yazıt, Likya’nın, belki tüm Anadolu’nun da en uzun yazıtı olma özelliğini taşımaktadır.
Rhodiapolis, Lykia dilindeki yazıtlı kaya mezarı ve Hellenistik kule dışında geleneklerine bağlı olan bir Roma kenti izlenimi vermektedir ve İ.S II. yy. kentin en parlak zamanıdır.
Yüzeyde görülebilen kalıntıların büyük çoğunluğu Roma ve Bizans dönemlerindendir. Bunların en önemlileri tiyatro, hamam, agora /stoa, sebasteion, tapınaklar, kilise, sarnıçlar, kenotaph, nekropoller ve konutlardır.
Kent merkezi doğu-batı uzantılı ana caddeyle ikiye ayrılmıştır. Caddenin kuzeyinde kalan büyük bölümünü tiyatro terası ile agora terası biçimlendirmiş ana caddenin güneyi boyunca doğu-batı aksında yan yana uzayan kamu yapıları (Sebasteion, kütüphane, Asklepeion, tapınak ) ile kentin sosyal kamu merkezi tümlenmiştir.
Kent merkezinde yamaca yaslı 1400 kişi kapasiteli tiyatro 16 oturma sırasına sahiptir. Tiyatronun çapı yaklaşık 40m.’dir. Caveada 7 merdiven arasında 6 kuneus/kerkides bulunur. Caveanın en üst noktasında sıralanan oturma koltuklarından orkestra düzlüğüne kadar tiyatronun yüksekliği 9.24 m.’dir. Hellenistik başlangıçlı tiyatronun iki katlı sahne binası Roma Dönemi’nde yapılmıştır. Doğu batı aksında uzayan sahne binasının üst kesimi tamamen yıkılmış sadece zemin katı korunabilmiştir.
Sahne binasının hemen önünde ünlü zengin Opramaos’ın anıt mezarı vardır. Bir teras üzerine oturtulan mezarın kuzey batısında kuzeye doğru uzanan duvarlar stoanın arka duvarlarını oluşturmaktadır. Belirtildiği gibi belki Anadolu’nun bilinen en uzun yazıtına sahip olan mezarın duvarlarında Opramaos’un yaptığı yardımlar, aldığı ödüller, imparator mektupları ile birlik tutanakları yazılıdır.
Kent merkezinin doğusundaki yamacın başlangıcında yer alan hamam, tipik Likya hamam mimarisinin özelliklerini taşır. Güney yarısını palaestra ve palaestranın alt terasını oluşturan 4 büyük sarnıç, kuzey yarısını da hamam birimleri oluşturur. Büyük hamamın kuzeydoğusunda bulunan küçük hamam şehrin merkeze en uzak ve en kopuk yapısıdır.
Agora ve iki katlı stoa kentin en merkezi kamu yapısıdır. Stoa agoranın batısı boyunca uzanan yarı kapalı bölümü gibidir. Toplam 59 m. uzunluğundadır. Agora’nın güney tarafında 4 büyük sarnıç geniş terasın alt yapısını oluşturur. Agora’nın iki tarafından da giriş vardır. Agora ve iki katlı stoa diğer kamu alanlarıyla da organik bağlar içerisindedir. İki katlı stoanın ikinci katı Opramaos Stoası’ndaki etkinliklere doğu yönünde hizmet vermekteydi.
Rhodiapolis’teki kutsal alanların en özel konuma ve mimariye sahip olanı Sebasteion’dur. Batıdaki Sebasteion ve hemen doğu bitişiğindeki Opramaos ata kültü salonunun ön alanı ortak düzenlenmiştir.
Kentin konutları doğu ve kuzey yamaçlarda yoğunlaşır.Kalıntıların yoğunlaştığı kent merkezinin kuzeybatısında İ.S 5/6. yy.’a tarihlenen bazilikal planlı bir kilise bulunmaktadır. Buradaki küçük tepeyi çevreleyen sur duvarları Bizans Dönemi’ne aittir. Kentin İ.S 12. yy’a değin yerleşime sahne olduğu ele geçen sikkelerden anlaşılmaktadır.
Rhodiapolis Nekropolü kentin, doğu, güneydoğu ve kuzeyinde yoğunluk göstermektedir.
Kaynakça:
antalyamuzesi.gov.tr
Yorumlar
Yorum Gönder