Kyzikos antik kenti (Belkıs sarayı) - Balıkesir, Kapıdağ

Kyzikos (Yunanca: Κύζικος. Türkçe Kizikos diye okunur),

Kyzikos, Balıkesir ili sınırları içinde,  Kapıdağ eteklerinde Bandırma- Erdek karayolunun geçtiği yerde kurulmuştur, eski adı Arteka olan Erdek ilçesine yakındır Yöre tarihi, Kurt Bittel tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Neolitik (M.Ö. 6. bin) ve Kalkolitik (M.Ö. 5. bin) Dönem’e kadar inmektedir.

Antik Çağ'ın büyük coğrafya bilgini Amasyalı Strabon, MS 17-18 yıllarında yazdığı sanılan ünlü Coğrafya adlı kitabında; "Kyzikos, Propontis'te (Marmara Denizi) bir ada olup, kıtaya iki köprü ile bağlıdır… Köprülerin yakınında aynı ismi taşıyan, gerektiğinde kapatılabilen iki limanı ve iki yüzden fazla gemiyi alabilecek büyüklükte barınağı bulunan bir kent vardır" der. Kyzikos'un büyüklüğünden, güzelliğinden, yönetiminin mükemmelliğinden" söz eder.

Strabon, "Geographia" adlı eserinde, "Homeros'a göre Troia toprakları, Kyzikos kentinden Aisepos Irmağı'ndan sonra başlar. 'Ida'nın eteklerindeki Zeleia'da yaşayanlar, Aisepos'un kara sularından içen Aphneler, Troialılar, bunlar da Lykaon'un şanlı oğlu Pandaros tarafından yönetildiler." (İlyada, ii. 824). O (Homeros), bunları Lykialılar (Troas'ta Troialıların müttefiki olarak yerleşmiş olan Lykialılar) da der. Onlara, Aphnitis Gölü'nden ötürü 'Aphneler' dendiği de zannedilmektedir. Daskylitis Gölü de bu adla anılır."demektedir. Buna göre Troia'yı Çanakkale'den ziyade, daha yukarıda, Marmara Denizi kıyısında da aramak gerekir.

Kyzikos, Kapıdağ eteklerinde Bandırma- Erdek karayolunun geçtiği yerde kurulmuştur. Yöre tarihi, Kurt Bittel tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Neolitik (M.Ö. 6. bin) ve Kalkolitik (M.Ö. 5. bin) Dönem’e kadar inmektedir.

Mysia’daki Olympos (Uludağ) yamaçlarında yerleşmiş olan, daha sonra Aisepos Ovası’na inen veya Thessalia’ dan bu yöreye (Aisepos / Gönen- Kocaçay ile Rindkos /Mustafa kemal Paşa-Atranos Çayı arasına) yerleşmiş olan Dolionlar, Kyzikos’ da yaşayan en eski kavimdir. Bu nedenle bu bölge aynı zamanda Dolionia veya Dolionis diye adlandırılır.

Yunan mitolojisinde Gürcistan (Kolkhis)’da var olan altın postu almak için, Yunanistan’dan yola çıkan Argonautlar yolda Dolionia (Kyzikos)’ya uğrarlar. Kral Kyzikos Argonlar’ı iyi karşılar. Onları yedirir, içirir ve yanlarına bol kumanya vererek uğurlar. Yola çıkan Argonautlar o gece fırtınaya yakalanırlar ve karaya çıkarlar. Gece karanlığında tekrar Dolonia topraklarına çıktıklarını fark etmeyen Argonautlar, Kral Kyzikos’u ve  yanındakileri düşman zannederek çarpışırlar. Ancak bu çarpışmada Kral Kyzikos ölür ve Kyzikos’un ölümüyle şehir Kyzikos adını alır.

Kyzikos’ un ölümünden sonra Tirrhenialı Pelesgoslar Kyzikos’u işgal ettiler. Daha sonra M.Ö.1200’lerde Ege ve Balkanlar’ dan Anadolu’ya göç eden kavimlerle tanıştılar.

Bir süre İonia şehirlerinin en önemlilerinden biri olan Miletos’ un (Söke- Balat Köyü) kolonisi olarak varlığını sürdüren Kyzikos Kenti, bağlı bulunduğu zengin Lydia Devleti’nin M.Ö. 546 tarihinde Kyros tarafından yıkılmasıyla birlikte Pers egemenliğine geçmiştir.

M.Ö. 364 yılında bağımsızlığını kazanmış olan Kyzikos M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’in Persler’ i yenmesiyle Makedonyalılar’ ın egemenliğine geçmiştir.

M.Ö. 3. y.y.’ da Marmara Denizi’nde ticaret yolları üzerinde olması nedeniyle büyük önem kazanmış olan Kyzikos, M.Ö. 2. y.y.’da Bergama ile de iyi ilişkiler içine girmiş, bir bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.

Bergama’nın Romalılar’ ın eline geçmesiyle Bergama ile iyi ilişkiler içinde olan Kyzikos da Romalılar’ la dost olmuş, ancak daha sonra Romalılar’ ın egemenliği altına girmişlerdir.

Konstantinus M.S.324 yılında Byzantion’ u Doğu Roma İmparatorluğu’ nun başkenti yapınca, Kyzikos önce donuklaştı sonra yavaş yavaş söndü. Kuvvetli surlarla çevrilen Bizans, kuzeyden gelecek bazı tehlikeleri önlemekteydi. Fakat buna karşılık başka yönlerden gelen akınlar daima Kyzikos’ dan geçti ve yıkılmasını çabuklaştırdı.

M.S. 7.-8. y.y.’ larda Kyzikos artık idari veya askeri bölüm merkezi değildi. Vilayet darphanelerinin çoğu gibi darphanesi terk edilmiş, berzahtaki geçidi dolmuş, surlarının ve binalarının bir kısmı yıkılmış bulunan güzel Kyzikos bundan sonra Konstantinopolis üzerinden yapılan bütün akınlara açık kaldı. Birbirini kovalayan deprem ve istilalar Kyzikos’u oturulacak halden çıkardı. Temizleme ve bakım isteyen limanların dolması dolayısıyla mükemmel bir tabii limanı olan yakınındaki Arteke (Erdek) şehri, gemicilik ve liman faaliyetleri bakımından yavaş yavaş Kyzikos’ un yerini aldı. Ancak o da deprem ve akınlarından hayli zarar gördüğü için bir varlık gösterememiştir.

Gerek İstanbul’u zaptetmek için Kyzikos’a gelen Araplar, gerekse depremler yüzünden zarar gören Kyzikos 23 Eylül 1063’de olan korkunç deprem neticesinde baştan başa yıkıldı. Sağ kalanlar ise şehri terk etmeye başladılar.

Kapıdağ Yarımadası’nı, anakaraya bağlayan berzah, ilk çağda dolmadan önce bu kent,üç limanı, Hadrian Tapınağı ve amphitheatırı ile ünlü bir ticaret şehri ve şarap, zeytinyağı, buğday,mermer, parfümeri ile ünlü bir koloniydi. Üç büyük deprem, berzahtaki limanın dolması ve bataklığın sıtma yaratması, halkının bu günkü Erdek’ e göç etmesine yol açtı. Depremler Efes görkemindeki bu kentin bilinmezliğe terk edilmesine  sebep olmuştur.

Kentin Antik Topografyası: Propontis’ te önemli bir stratejik konuma sahip Arktonessos’ un anakaraya bağlandığı kıstağın hemen kuzeyinde yer alan Kyzikos, bugün “Belkıs” ve “Balkız” olarak da anılmaktadır (Kyzikos, kalıntılarına eskiden Türkler Belkıs Sarayı diyordu.) İzlenilen kalıntılara göre kentin yerleşim alanı kuzeyde Dindymos Dağı (Ayı Dağı), Hamamlı ve Belkıs (-Yeniköy) köyleri; batıda Erdek körfezi ve Düzler Köyü, güneyde Erdek-Edincik-Bandırma karayolu; doğuda Aşağı Yapıcı Köyü ve Bandırma körfeziyle çevrelenmiştir. 

Hadrian Tapınağı: Kyzikos Kenti’nde ise şimdiye kadar tespit edilmiş dört tane tapınak vardır. Bunlardan en büyüğü ve en önemlisi Hadrian Tapınağı’dır.

Kyzikos Antik Kenti’nin batısında konumlanan Hadrian Tapınağı, günümüzde  Bandırma -Erdek karayolunun Düzler Mevkii’nde, karayolundan yaklaşık 300 m içeride yer almaktadır.

Tapınağın yapımına daha önce  Tanrı Zeus adına başlanmış, ancak bitirilememiştir. M.S.123 yılında olan bir depremden sonra İmparator Hadrian’ ın kenti ziyaretinin ardından yapımına tekrar başlanır. Bitirilişi ise ancak Antoninler Dönemi’nde (M.S.138-197) gerçekleşir. Ancak M.S. 150-155 yılları arasındaki yeni bir depremde tapınakta büyük bir yıkım olur ve M.S. 167 yılında yeniden onarılır. 

Antik dönemde dünyanın sekizinci harikası olarak listeye alınan tapınak, M.S. 6. y.y. daki depremden sonra kendi yazgısıyla başbaşa bırakılmıştır.

Amphitiyatro: iki yamaç arasında bulunan bir dere vadisine inşa edilmiştir. Böylece oturma yerlerinin büyük bir kısmı doğal arazi üzerine yapılabilmiştir. Yalnız açık kalan her iki tarafa yer altı tonozları yapılmak zorundaydı. Böylece hem oturma sıraları için yer, hem de dere suyunun geçip gidebileceği tünel sağlanmış oldu.

Oval bir plana sahip olan amphitiyatroda dere suyunun yönünü değiştiren bir kanal mevcuttur. Bu kanalın suyunun amphitiyatronun etrafından geçmesini sağlayan bir bendi vardır. Böylece hem sudan kurtulmayı, hem de sudan yararlanmayı amaçlamışlardır.
Amphitiyatroların, gladyatör oyunlarından başka, su balesi ve deniz savaşı sahnelerinin temsil edilmesinde de kullanıldığı antik kaynaklardan anlaşılmıştır. Bunun için gerekli olan su, arenanın altından dere suyunun bentlerle biriktirilmesi ile sağlanmıştır.

Kyzikos Amphitiyatrosu’ nun uzunluk ve çapraz dış ölçüleri 180 x155 m’dir ve bu ölçülerle en büyük ve en ünlü amphitiyatrolar arasına girmektedir. Roma Colosseum’u Kyzikos Amphitiyatrosu’ nu  önemsiz bir farkla geçmektedir.

Amphitiyatronun kesin yapım yılı bilinmemektedir. Ancak İmparator Hadrian zamanında M.S. 130 yıllarında yapılmaya başlandığı söylenebilir.

Tiyatro: Kentin önemli yapılarından birisidir. Antik kaynaklar bu tiyatronun, Anadolu’daki diğer tiyatrolarla karşılaştırıldığında, büyüklük ve bezemelerinin güzelliğiyle önemli bir yere sahip olduğunu vurgular. Dıştan dışa yaklaşık 145 m. çapındaki tiyatronun orkestra kısmı 55 m. çapındadır. Oturma kısmının üst seviyesinin orkestradan yüksekliği 20 m. dir. Tiyatro Grek tiyatroları gibi tepenin eğimine yerleştirilmiş olup, günümüze gelen kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla anıtsal bir skene yapısına sahip olmalıydı.

Tiyatro  tamamen  defne  ağaçları  ve  bodur  çalılarla  kaplıdır.  Bu  nedenle  yaklaşık  20 000 kişi kapasiteli Kyzikos Tiyatrosu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olabilmek  ve tarihleme yapabilmek için, mutlaka bilimsel bir kazı yapılması gerekmektedir.


Kaynakça:
Arkeolojik kazının web sitesi BALIKESİR Kyzikos Yrd. Doç. Dr. Nurettin KOÇHAN
Wikipedia

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla

Türkiye'deki il ve ilçelerin eski isimleri

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla