Sidyma antik kenti - Muğla

Kentin ismi tarih sahnesinde M.S. 450-457 yıllarında imparator olan Mercian’ın başından geçen bir olayla ilgili olarak anılır. Mitolojiye göre basit bir asker olarak Perslere karşı savaşa katılan Mercian, yolda hastalanınca birliğinden ayrılıp Sıdyma da kalır. Kentte iki erkek kardeşle dostluk kuran Mercian’a kardeşler, hastalığı boyunca bakarlar. Biraz iyileştiğinde kardeşlerle ava çıkan Mercian öğle vakti dinlenmek üzere uzanıp uykuya dalınca, güneşte kalan bedenine büyükçe bir kartalın havada kanatlarını iki yana açarak gölge yaptığını gören kardeşler olayı uyandığında Merciana anlatırlar. Bunun imparatorluk belirtisi olabileceği şeklinde yorumlarlar. Mercian’da bunun mümkün olamayacağını ancak ilerde böyle bir durum olursa iki kardeşi kentin ulu kişileri yapacağı yönünde söz verir. Yıllar sonra ikinci Theodosius’un ölümünden sonra tahta geçen Mercian kardeşlere verdiği sözü tutarak Likya’nın en yüksek mevkilerine getirir.

Seydikemer ilçesinin Dodurga Mahallesi’ndeki Sidyma antik kentinin günümüze ulaşan kalıntıları Roma Dönemi’ne aittir. Ancak buradaki yazıtlar ve ele geçen sikkeler kentin tarihini MÖ I. yüzyıldan daha eskiye götürmektedir. Kent Roma Dönemi’nde büyük bir gelişme göstermiş ve bu durum Bizans Dönemi’nde devam etmiştir.

Sidyma akropolü, Dodurga Mahallesi’nin kuzeyinde iki bölümlü bir tepede bulunur. Tepenin güneydoğusunda 365 m. uzunluğunda ve yerin konumuna göre 3 metreye yükselen duvarlarla akropol çevrilmiştir. Doğuda polygonal biçimde bir kapı ile gözetleme kulesi dikkat çekmektedir. Biraz ileride geç dönemde yapılmış bir tiyatro bulunmaktadır. Büyük bir bölümü toprak altında olan tiyatronun oturma sıralarından altısı görülmektedir. Akropolün kuzey eteğindeki kalıntıların ne olduğu anlaşılamamakla beraber büyük olasılıkla Lykia mezar anıtlarıdır. Ayrıca bölgede birçok anıtsal kral mezarı bulunmaktadır.

Kentin batısında yükselen sivri tepenin şehrin ilk yerleşimi olan akropolüdür. Ancak üzerindeki kalıntılar daha geç döneme tarihlenmektedir. Tepenin güneydoğu eteğinde yaklaşık 400 m. uzunluğunda sur duvarları bulunmaktadır. Sur duvarlarının istinat oluşturduğu doğu uçta, birkaç oturma sırasının izlenebildiği küçük bir tiyatro kalıntısı yer almaktadır. Antik kentten günümüze ulaşan diğer kalıntılar bugünkü köy evleri arasında yer yer seçilebilmektedir. Kalıntıların büyük bir çoğunluğunu mezar anıtları oluşturmaktadır. Kentin doğu kesimindeki nekropolde klasik çağdan başlayarak Roma dönemine kadar devam eden sürece ait pek çok Lahit, Kaya mezarları ve anıt mezarlar sıdyma’nın toprak üzerinde ayakta kalabilen eserleri arasındadırlar.

Köyün ortasındaki, bugün çok iyi korunmuş durumda olan ve sütunları ayakta duran Stoa, İmparator Claudius zamanında (MS 41-54) yapılmıştır. Onun hemen yanı başındaki 9 metre uzunluğunda Artemis Mabedi de yine aynı döneme aittir. Mahallenin girişinde, yalnızca kemerleri ayakta kalabilmiş hamam ve kilise kalıntıları da dikkati çekmektedir. Pınara’da benzerleri görülen, güvercin yuvası şeklindeki kaya mezarlarının yanı sıra ev veya lahit şeklindeki mezarlar da Sidyma’nın sembolüdür.

Kaynakça:
muglakulturturizm.gov.tr
kulturportali.gov.tr

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gaziura antik kenti - Tokat, Turhal

Kastabara antik kenti - Fethiye, Muğla

Likya Uygarlığı Antik Kentleri - Antalya & Muğla